Özel öğrenme güçlüğü, öğrenmeyle ilgili bir sorun olarak algılanmakta ve bu şekilde tanıtılmaktadır. Bununla birlikte özel öğrenme güçlüğü, gördüğümüz, duyduğumuz, tanımaya çalıştığımız şeylerin algılanmasıyla ya da işlenmesiyle ilgili bir sorun olarak yaşanmaktadır. Bazı araştırmacılar, öğrenme bozukluğu kavramını, zekâsı normal ya da normalin üzerinde olan fakat buna rağmen kendisinden beklenen akademik becerileri kazanamayan çocuklar için kullanırlar,
Öğrenme güçlüğü; konuşma, dinleme, okuma-yazma, akıl yürütme ve matematik yeteneklerinin kazanılmasıyla birlikte ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur. Günümüzde ilerleyen tıp ve teknoloji doğrultusunda %100 iyileşme sağlanabilen öğrenme güçlüğü, merkezi sinir sistemi işleyişindeki bir bozukluk neticesinde oluşabileceği gibi doğuştan gelen bir sorun da olabilir. İlköğretim ile başlayan öğrenme süreci çocukta var olan öğrenme bozukluğunun gün yüzüne
Ülkemizde öğrenme güçlükleri yasa ve yönetmeliklerde yer almasına rağmen, öğrenme güçlüğü göstermesi muhtemel olan çocuklar için sistemli eğitim düzenlemelerine yer verilmemiştir. Ancak özel dershanelerin sistemli olmayan bir şekilde bu çocuklara eğitim hizmeti götürdüğü tahmin edilmektedir. Çok değişik şekillerde tanımlanabilen öğrenme güçlüğü tanımlarında bazı ortak özelliklere işaret edilmektedir. Öğrencinin zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik geriliğinin olması