Öğrenme güçlüğü; konuşma, dinleme, okuma-yazma, akıl yürütme ve matematik yeteneklerinin kazanılmasıyla birlikte ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur. Günümüzde ilerleyen tıp ve teknoloji doğrultusunda %100 iyileşme sağlanabilen öğrenme güçlüğü, merkezi sinir sistemi işleyişindeki bir bozukluk neticesinde oluşabileceği gibi doğuştan gelen bir sorun da olabilir. İlköğretim ile başlayan öğrenme süreci çocukta var olan öğrenme bozukluğunun gün yüzüne
Öğrencilere dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi konulduğunda, bir zamanlar gözardı edilen yaklaşımlar, şimdi odaklanmalarına ve öğrenmelerine yardımcı olmak için geçerli bir seçenek olarak kabul edilmeye başladı. İlaç kullanımı en bilindik çözüm gibi görünse de okul yöneticileri, öğrenmeyi kolaylaştırmak adına başka yöntemler deniyor; egzersiz topları, duyulara hitap eden araçlar ve egzersiz molalarıyla DEHB teşhisi
DEHB olarak da bilinen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu çocuklarda sıkça rastlanan bir tanı. Peki bu tanıda abartıya mı kaçılıyor? Çocuklar ders günlerinde çok fazla oturmak zorunda mı bırakılıyorlar? Bu çıkarımların ikisinin de haklı yanları olabilir. Ancak, bu yazıda, sizlere DEHB için gerçek çözüm stratejileri sunacağız. Şu ana kadar çalıştığımız pek çok çocuk hakkında henüz DEHB
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe (dürtüsellik) ve dikkat sorunları ile kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu denildiğinde akla genellikle aşırı hareketli çocuklar gelse de, durum her zaman böyle olmamaktadır. Bazen yalnızca dikkat dağınıklığı, bazen yalnızca hiperaktivite, bazen ise