Down Sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelmektedir. Down Sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Down Sendromlu bireylerde görülen genel özellikler şu şekilde sıralanmaktadır: Baş; vücuda oranla daha ufaktır. Yüz; kendilerine özgü tipik yassı
Down sendromlu çocuklar her bireyin bir sanat eseri olduğunu kanıtlamak için ünlü resimleri yeniden yaratıyorlar. Bütün insanoğlu sanatın bir parçasıdır. Arnavut fotoğrafçı Soela Zani, ünlü tabloları Down Sendorumlu bireylerle yeniden oluşturarak onlara yeni bir hayat sunuyor. Aile bilincinin ve farklılıkları olan bireylere karşı davranışlarımızın önemli olduğunu unutmayalım. Çocuklarımızın eğitimini sağlamak ve özel gereksinimleri olan kişilere
Asperger sendromuyla doğmuş olmak, birçok başarılı ünlüye göre bugün bulundukları konuma gelmelerine yardımcı olan en önemli faktörlerin başında geliyor. İşte bu ünlülerden bazıları… 1. Chris Packham İngiliz doğal yaşam uzmanı, film yapımcısı, TV programcısı, fotoğrafçısı ve yazarı olan Chris Packham, Asperger’s and Me (Asperger ve Ben) isimli yeni belgeselinde, bu sendromla büyürken yaşadığı zorluklardan ve “biraz
Amatör olarak bağlama çalan babasının 5 yaşında eline verdiği sazla büyüyen ve iyi bir ritim kulağına sahip olduğu için duyduğu notaları zamanla çalmaya başlayan down sendromlu Çağatay Aras, performansıyla dinleyenleri kendisine hayran bırakıyor. Doğduktan 2 gün sonra down sendromu tanısı konulan 30 yaşındaki Aras, amatör olarak bağlama çalan babasının sazını küçük yaşlarından itibaren çalmaya başladı.
Profesyonel bir dansçı olmak, 22 yaşındaki Hannah Sampson’ın her zaman en büyük hayaliydi. Ancak down sendromlu biri olarak, bu yolda karşısına çok fazla engel çıkacağını düşünüyordu. Annesi, hem engelli hem de engelli olmayanların bir arada dans ettiği bir dans grubu olduğunu duyunca, o sırada hala okula devam eden Hannah denemek için katılmaya karar verdi. “Anında
Yardımsever bir öğrenci, down sendromlu çocukların sosyal yetilerini, saygılarını, ve disiplinlerini geliştirmek için ücretsiz bir dans okulu kurdu. Holland McDowell, Mor Tütü bale derslerini açarak 4-10 yaş arası kız çocuklarına bale eğitimi vermeye başladı. Okulu kurduğunda hala öğrenci olan McDowell’ı bu fikre iten, down sendromlu çocukların çok esnek olmaları ancak karın kaslarının yeterince gelişmemiş olması.
Fotoğrafçı Julie Willson, Down sendromluların içindeki güzelliği çok yakından bilen birisi. Bu sendroma kız kardeşi Dina da sahip ve onu, ailesinin başına gelen en iyi şey şeklinde değerlendiriyor. “Bize koşulsuz sevginin ne olduğunu ve hayata nasıl kaygısız devam edebileceğimizi öğretti. Girdiği her ortamı ışığıyla aydınlatıyor ve insanlar onun tatlı ama inatçı kişiliğine her zaman bayılmıştır!”
- 1
- 2