Asperger sendromuyla doğmuş olmak, birçok başarılı ünlüye göre bugün bulundukları konuma gelmelerine yardımcı olan en önemli faktörlerin başında geliyor. İşte bu ünlülerden bazıları…
1. Chris Packham
İngiliz doğal yaşam uzmanı, film yapımcısı, TV programcısı, fotoğrafçısı ve yazarı olan Chris Packham, Asperger’s and Me (Asperger ve Ben) isimli yeni belgeselinde, bu sendromla büyürken yaşadığı zorluklardan ve “biraz tuhaf” olmanın nasıl hissettirdiğinden bahsediyor.
Ancak, onu bugün olduğu insan yapan şeyler tam olarak bu sıra dışı özellikleri. Packham, ilgisini çeken konularda saplantılı bir şekilde aşırı bilgili ve müthiş bir odaklanma yeteneğine sahip bir televizyoncu.
Otizm spektrum bozukluğu için verilen, kendi deyimiyle “sözde tedavileri” reddeden Packham, en karanlık anlarında dahi sendromunun kişiliğinin bir parçası olduğuna inandığını belirtiyor. Packham iki ayrı olay sonucu intihar etmeyi düşündüğünü ve ikinci seferde onu durduran şeyin çok sevdiği köpeklerinin kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacakları düşüncesi olduğunu anlatıyor.
Packham, Asperger sendromuyla yaşamaktan kaynaklanan zihinsel gerilimden kurtulmak istediğini, ancak otizmli olmasının getirdiği özelliklerini ortadan kaldıracak herhangi bir tedaviye şiddetle karşı olduğunu söylüyor.
“30 yıldır bu işi yapıyor olmama rağmen, otizmimi ulusal televizyonda kontrol etmeye çalışmak hala büyük çaba gerektiriyor. Bazen başarısız oluyor ve kontrolümü kaybediyorum, ama artık şunun farkındayım; işimi Asperger olmadan yapamazdım,” diyor Packham.
2. Guy Martin
Motosiklet yarışçısı ve TV programcısı Guy Martin de televizyon dünyasının popüler yüzlerinden biri. Tuhaf cazibesi ve doğrucu üslubu, onu izlemesi çok eğlenceli bir insan haline getiriyor.
Guy Martin, Asperger teşhisiyle ilgili, “Hiçbir şeyi değiştirmedi, belirli şeyleri neden belirli şekillerde yaptığımı açıklıyor sadece,” diyor.
3. Gary Numan
İngiliz müzisyen Gary Numan, synthpop tarzının öncüsü olarak bilinen bir isim. Şöhrete ilk kavuştuğu sıralarda olağanüstü dış görünüşü ve bir robotu andıran tavırlarıyla tanınsa da, müzisyen Gary Numan kariyerinin ilk zamanlarını sahne arkasında mücadele ederek ve toplumun gözü önünde olmanın getirdiği stres ve baskıyla baş ederek geçirdi.
Resmi olarak Asperger teşhisi konulmamış olmasına rağmen Numan, bazı sıra dışı özelliklerinin arkasında bu sendromun yattığını düşünüyor. “Okula gittiğim yıllarda bazı sorunlar yaşıyordum. Bir süre çocuk psikoloğuna gittikten sonra bende Asperger olabileceğini söylediler,” diyor. “Hiçbir zaman emin olamadım ancak yine de durumun bu şekilde olduğunu kabul ediyorum.”
Kendini ve durumunu anlamaya çalışırken eşi Gemma’nın ona çok yardımcı olduğunu ve kariyerinde başarılı olabilmesinin sebebinin de bu olduğunu düşünüyor.
“Takıntılıyım, ancak bu, müzik işindeki insanlar için son derece önemli ve işe yarar bir özellik. Müzik kariyerim gibi ilgi duyduğum konularda azimliyim ve çok fazla odaklanabiliyorum.”
4. Anthony Hopkins
Asperger teşhisi Hopkins’e 70’li yaşlarında konulmuş olsa da, sanatçı bu durumun hayatını büyük ölçüde etkilediğini kabul ediyor.
Hopkins bir gazeteye verdiği röportajda, Asperger sendromu olan insanlarda sıkça görülen bazı sıra dışı özelliklerin olumlu yönlerinden bahsediyor.
“Partilere gitmiyorum ve pek fazla arkadaşım da yok,” diyen Hopkins şöyle devam ediyor: “Ama insanları severim. İnsanların akıllarına girmeyi severim. İnsanlara kesinlikle farklı bir gözle bakıyorum. Onların karakterlerini parçalara ayırarak en ince ayrıntısına kadar tahlil etmeyi, onları nasıl harekete geçireceğimi düşünmeyi ve görüşümün herkesinkinden farklı olacağını biliyor olmayı seviyorum.”
5. Ladyhawke
Şarkıcı-söz yazarı Pip Brown, daha çok bilinen adıyla Ladyhawke da Asperger sendromlu olduğunu yetişkin zamanlarında, kronik anksiyetesi için yardım almaya çalışırken öğrenmiş.
Bir gazeteye verdiği röportajda, çoğu zaman ne yaptığını biliyor olmasına rağmen sahneye çıkar çıkmaz kontrolü kaybettiğini söylüyor.
“Otizmli olmak çok yorucu bir iş, çünkü kendimizi sürekli olarak bizim için doğru düzende olmayan bir dünyaya uydurmaya çalışıyoruz. Ancak, otizmli olmak hayal gücünden, hırstan ya da yaratıcılıktan mahrum olmak anlamına gelmez. Bazen farklılıklarımız gerçekten de en güçlü yanlarımız olabiliyor.”
Kaynak: Eğitimpedia / Metro