1940 yılında, fizyoterapist Berta Bobath ve eşi nöropsikiyatrist Karel Bobath aracılığı ile uygulanmaya başlanan bu metot, “hareketi öğretmeyen, hareketi mümkün kılan” bir uygulama olarak benimsenir. (“Biz hareketi öğretmiyoruz, hareketi mümkün kılıyoruz” – Berta Bobath, 1980) Bobath tekniği, Bobath yaklaşımı ya da Bobath terapisi olarak da adlandırılmaktadır.
Bobath Tekniği
Özellikle çocuklar üzerinde çeşitli vakalarda, duyu-motor bozukluklarında bu yaklaşım yaygın olarak kullanılır. Yaklaşımın biçimlendirilmesi, geliştirilen bilimsel kuramlar ve birçok deney ile olur. Bu nedenle yapı hala gelişmeye açıktır. Bir anlamda ilk uygulamalardan günümüze gelişerek ve değişerek gelmiştir.
Bu yönüyle ilk uygulamalardan başlayarak günümüze kadar gelişmiş ve değişimlere uğramıştır. Bobath yaklaşımı bu sayede hiç durmadan güncellenen bir canlı organizma gibi gelişim göstermiştir.
Bobath Tekniği Kimler Tarafından Uygulanır? Kimlere Uygundur?
Bobath terapi eğitimi almış çocuk fizyoterapistlerince, birçok rahatsızlığı bulunan, özellikle serebral palsili çocukların fizik tedavi uygulamalarında kullanılır. Bunun dışında otizm spektrum bozukluğu, down sendromu gibi tanılara sahip çocuklara da önerilmektedir. İşlevselliğin sağlanması, çeşitli etkinliklerle eğitim, hareket koordinasyonu ve denge gelişimi, birçok iç içe geçmiş aktivitenin bir sıralama ve hareket örüntüsü içinde gerçekleştirilmesi önem taşır.
Bobath Tekniği Nasıl Uygulanır?
Bobath terapisi, tonusu düzenleyici duruşlar, aktif hareketi ortaya çıkarmaya yönelik duruşlar ve etkinlik artırıcı uyaranlardan oluşan bir dizi uygulamadır. Yaklaşımda amaçlanan, günlük yaşamdaki durumlara bağlantılı olarak vücudun hareketi ve postür kontrolünün geliştirilmesidir. Bu amaca ulaşmak için yapılan uygulamalarda, bireyin kişisel gelişimi göz önünde bulundurulur. Planlama bireye özgü olarak yapılır.
Bobath Tekniği Neleri İçerir?
Hareketlerin fonksiyon içinde aktive olması, günlük yaşam içinde sürdürülebilir uygulamalarda oluşması, temel prensiplerdir. Bu amaçlara ulaşılması için Bobath yaklaşımı, farklı fizik tedavi prosedürlerini ve eşya kullanımını da öngörür. Serebral palsili bireylerde temel problem duruş kontrolü, hareket ve koordinasyon bozukluğu olarak düşünülse de nöromasküler problemler nöronal iyileşme seviyesi ile yakından ilişkilidir. Buna bireyin genetik, motivasyon, algı ve motor tecrübeleri, kişisel ve çevresel ihtiyaçları gibi kişisel özellikleri de eklenir. Bobath’ın sürekli kendini geliştiren yapısı, onun bir metot olmadığını, bireye göre değişken olduğunu ve açık olduğunu göstermektedir.
Günümüzde, bireydeki performans gözlenerek, analiz ve yorumlamalar eklenerek, hastanın potansiyeli değerlendirilerek Bobath yaklaşımı uygulanır ve hastanın, bağımlılık düzeyini minimize ederek yaşamını sürdürme noktasına getirilmeye çalışılır.
Kaynak: otizmpedia.com