Zeki Ama Çalışmıyor…
Anne kaygılıydı, artık tahammülü kalmamıştı. Oğlu Berk, 6. sınıfa başlamış, onun için güzel bir okul, iyi bir dershane seçilmişti, hatta birkaç dersten özel ders alıyordu ama Berk’in ders notları hala düşüktü, deneme sınavlarının sonuçları ise hayal kırıklığıydı. Birçok kişi ‘’Çok zeki, çalışırsa yapar’’ diyordu ama Berk bir türlü düzenli ders çalışmıyor ve başarılı olamıyordu. Sınavlarda bildiği sorularda bile hatalar yapıyordu. Bir hedefi yoktu. Okuldan zaman zaman şikayetler geliyordu. Önceden anne ile ders çalışan Berk şimdi annesinin odasına bile girmek istemiyor artık sözde dinlemiyordu. Berk sürekli bilgisayar oyunları oynamak istiyordu. Daha önce bir doktora gidilmiş, doktor ‘’dikkat eksikliği’’ demiş ve istemeyerek de olsa ilaç kullanılmış, ders başarısında değişiklik olmadığı gibi ilaç iştahsızlık ve sinire neden olmuştur. Anne ile görüşme yapıldıktan sonra hamilelik döneminde bile çocuğun karnında hareketli olduğu, emeklemeden yürümeye başladığı, 2-3 yaşlarında konuştuğu, ailenin ilk torunu olduğu için aşırı sevildiği ve her istediğinin yapıldığı, kreş öğretmenlerinin hareketli bir çocuk dediği; 1. Sınıfın ilk zamanlarında sıraya oturmakta, kurallara uymakta, ders çalışmakta zorlandığı ve isteksiz olduğu, yazısının bozuk olduğu, hep anne yardımıyla ders çalıştığı, bilgisayar oyunlarına çok meraklı olduğu, hatta izin verilse tüm zamanını bilgisayar oyunlarıyla geçireceği, bunun yanında arkadaşlarının sevdiği ve duygusal bir çocuk olduğu bilgileri alındı.
Berk ile yapılan detaylı bir inceleme ve testten sonra ortaya çıkan durum:
DİKKAT EKSİKLİĞİ
Dikkat eksikliği yaşayan birçok kişi gibi Berk de, daha fazla dikkat gerektiren işleme dayalı konularda (örneğin; aritmetik, matematik gibi alanlarda) maalesef zorluklar yaşıyordu. Bununla beraber ortaya çıkan asıl sorun; anlama ve kavraması normal olmasına rağmen Berk’in gördüğü bilgileri çabuk unutması, hatırlamakta zorlanması, nasıl ders çalışması gerektiğini ve sınavlarda dikkatli soru çözme yöntemlerini bilmemesiydi. Bu döngü (anlama-unutma…) sürekli devam ettiği için artık öğrenme, ders, bilgi vs. her şey onun için sıkıcı ve zor gelmeye başladı. Derslerde sürekli şikayet gelmesinin bir nedeni de buydu. Sürekli diyet yapmaya çalışan ama hiç kilo veremeyen bir kişinin artık diyet yapmaktan bıkması gibi bir durumdu.
Sınıf ilerledikçe daha önce edinilen bilginin hatırlanması ve üzerine bilgi inşa edilmesi gerekmekte ancak geçmiş temel bilgiler unutulduğu için yeni öğrenmeler gittikçe zorlaşmaktadır. Aslında annenin, babanın ve öğretmenlerin yapmaya çalıştığı Berk’in daha iyi kaynaklardan yani daha iyi okul, daha iyi dershane ve daha iyi öğretmenlerden bilgi almasını sağlamak; ama sorun Berk’in okulunda, dershanesinde, öğretmenlerinde ve bilgi alabilmesinden değil beynini nasıl kullanacağını bilmemesinden kaynaklanmakta. Temeli sağlam olmayan bir inşaatta yüksek katlar çıkmaya çalışmak gibi bir durumdu.
Berk’in dikkat düzeyi dikkat ve konsantrasyon becerileri, bilgiyi alma-işleme-hatırlama stratejileri, hızı, motivasyonu, hedefleri, alışkanlıkları, deneyimleri, duyguları, artıları ve eksileri iyi bilinirse doğru bir ‘yol haritası’ çıkarılabilir.
Öğrenmenin birinci koşulu dikkat etmektir.
Ailelerle görüşme yaparken paylaştığım bir benzetmemi sizinle paylaşmak istiyorum. Bir koşu yarışının olduğunu düşünün. Atletlerin hepsinin bacak kasları kuvvetli ve yarışı başarıyla tamamlamak için de yeterli; ama bu yarışmada sizin çocuğunuz dizinde bir problem olduğu için aksayarak, topallayarak koşuyor. Dizindeki sorun giderilse o da diğerleri gibi koşacak. Dizindeki sorun yüzünden koşmaktan, yarışmaktan çok sıkılıyor, koşmak ona gittikçe zor geliyor, ‘ben güçsüzüm, ben topalım’ diyor, özgüvenini yitiriyor ve bu koşuyu bırakmak istiyor. İşte bu makalenin hedefi, diğer bir ifadeyle çocuğun dizindeki problemi doğru teşhis etmek, anlaşılmasını sağlamak, çocuğun kişiliğini, doğasını koruyarak nasıl tedavi edileceğini göstermektir.
YANLIŞ: ‘Dikkat eksikliği sadece dikkat ve öğrenmeye ilişkin bir sorundur.’
DOĞRU: ‘Dikkat eksikliği, dikkat ve öğrenmenin yanında davranış ve duygusal sorunları da barındıran bir gelişim sorunudur.’
Mehmet PER
Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni
İlk Evin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi