Kekemelik, konuşmanın anormal düzeyde hece, ses tekrarları, uzatmaları ve duraklamalara kesildiği konuşurken zorlanma, konuşmaktan kaçınma ve anormal artikülasyon postürü ile karakterize bir konuşma akıcılık problemidir.
Kekemeliğin iki ana komponenti vardır:
- Akıcılığın bozulması: Uzatmalar, tekrarlar ve duraklamalar.
- Konuşmacının akıcılıktaki bozukluğa karşı reaksiyon lan:
- Psikolojik reaksiyonlar
- Motor reaksiyonlar: Aşırı kas eforu, baş-boyun hareketleri gibi.
Kekemeliğin ilk işaretleri 2Y2-5 yaşlarında görülmeye başlar. Çocuk başlangıçta tekrarlar ve uzatmaların farkında değildir ve bu nedenle konuşmaktan kaçınmaz. Bu çocukların çoğunda problem kendiliğinden kaybolur, fakat bir kısmında problem devam eder ve yaş ilerledikçe çocuk durumun farkına varmaya ve bu şekildeki konuşmaya reaksiyon göstermeye başlar. Önceleri eforsuz olan uzatma ve tekrarlar daha hızlı, düzensiz, yoğun ve eforlu olmaya başlar. Çocuk konuşmaktan, özellikle bazı kelime ve sesleri çıkarmaktan korkmaya ve korktukça da daha fazla kekelemeye başlar. Konuşma ritmindeki bozukluğa karşı gösterilen reaksiyon kişiden kişiye farklı olacağı için ileri yaşlardaki kekemelikler arasında çok büyük farklılıklar gözlenir. Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sıktır ve bu oran çeşitli yayınlarda 3/1 ile 4/1 arasında değişmektedir. İnsidans: Kekemeliğin görülme sıklığı %1 ‘e yakındır. ABD’de yaklaşık 2 000 000 kişide kekemelik sorunu olduğu bildirilmektedir.
Etyoloji: Kesin neden bilinmemektedir. Bununla birlikte çok sayıda teori mevcuttur ve bu teoriler üç ana grupta toplanabilir:
1. Organik teoriler: Kekemeliğin bazı ailelerde sık görülmesi, yine erkek çocuklarda kız çocuklardan dört kat fazla görülmesi etyolojide organik faktörlerin rol alabileceğini düşündürmüş ve bu problemin organik orijinli olduğunu ispat etmeye yönelik çok sayıda teori ortaya atılmıştır. Fakat bunların hiçbirinin doğruluğu ispatlanamamıştır.
2. Nöroz teorisi: Psikiyatristler ve psikologlar kekeme hastaya kendi açılarından baktıklarında ön planda nöroz olduğunu görürler. Bu teori de günümüzde kabul görmemektedir. Kekemelerde görülen nöroz neden değil, sonuçtur. 3. Öğrenme teorileri: Kekemeliğin patogenezi ile ilgili günümüzde en fazla kabul gören teoriler bu gruptadır. 2-4 yaşlarındaki çocukların çoğunda, bazı stres durumlarında duraklama ve hece tekrarları görülür. Fakat çocukların pek azında bu duraklama ve tekrarlar devam eder ve bir süre sonra da kaçınma reaksiyonları ortaya çıkmaya başlar. Bu gruptaki teorilerden semantik teoriye göre kekemelik çocuğun ağzında değil ebeveynin kulağında başlar. Tekrarlara ve uzatmalara karşı anne babanın kızarak veya cezalandırarak cevap vermesi ile çocuk konuşmaktan korkmaya ve çekinmeye başlar. Bu gruptaki hayal kırıklığı teorisine göre ise kekemelik ebeveynin kulağında değil çocuğun kendi kulağında başlar.
Klinik:
Kekemelik kişiye göre son derece değişiklik gösteren bir bozukluktur. Kekemelikte primer fenomen intrafonemik yarılmadır. Daha sonra çocuk bu primer reaksiyona karşı bazı reaksiyonlar geliştirir. Bu verbal belirtilerle birlikte, çeşitli derecelerde yüz, boyun, omuz, ekstremiteler ve hatta tüm vücudu ilgilendiren hareketler görülür. Bu hastalar konuşma sırasında göz temasından kaçınır.
Tedavi:
Literatürde kekemelik tedavisinde başarılı olduğu belirtilen yüzlerce yöntem bildirilmiştir. Kekemelik çok boyutlu bir problem olduğu için tedavisi de çok boyutlu olmalıdır. Ayrıca tedavi her hastaya göre ayrı ayrı planlanmalıdır.
Primer (Erken evre) kekemeliğin tedavisi:
Bir çocuğun doğal oyun ortamında 1000 kelimede 50 veya daha fazla kelimede problem oluyorsa kekemelikten bahsedilebilir ve tedavi edilmesi gerekir. Kekemelik. Başlangıç döneminde kelime ve durum korkusu ortaya çıkmadan tedavi edilirse kolayca düzelebilir. Erken evre kekemeliğin tedavisinde PF AGH şeklinde kısaltılan emosyonel problemlerin ortadan kaldırılması veya azaltılması gerekir.
- P (penalty = ceza): Kekemeliğin erken evresinde anne-babanın cezalandırıcı tutumunun ortadan kaldırılması gerekir. Anne ve baba başta olmak üzere çocuğun çevresindeki kişilerin, çocuğu dinlerken duraklama, tekrar ve uzatma gibi akıcılığı bozan problemler karşısında sabırlı ve hoşgörülü olması gerekir.
- F (frustration = engellenme, hayal kırıklığı): Çocuğun isteklerine karşı çıkılması onu hayal kırıklığına uğratır. Çözüm için ebeveynin, çocuğu hayal kırıklığına uğratacak davranışlardan mümkün olduğunca kaçınması, çocuğun buna karşı toleransının empati veya adaptasyon yoluyla artırılması gerekir.
- A ( anksiyete)
- G (guilt = suçluluk duygusu, utanma)
- H (hostility = düşmanlık)
Çocuğun anksiyete, utanma ve düşmanlık gibi duyguların etkisinden kurtulabilmesi için bu duyguların açığa vurulmasına imkan verilmelidir.
Sekonder (İleri evre) kekemeliğin tedavisi:
Tedavinin başarılı olabilmesi için akıcılık problemi ile psikolojik problemlerin birlikte tedavi edilmesi gerekir. İleri evre kekemelikte psikolojik sorunların çözümü için psikoterapi uygulanabilir. Fakat, psikolojik problemler konuşma probleminden kaynaklandığı için, konuşma düzelmedikçe psikolojik problemler de düzelmez. Sadece akıcılık problemini çözmeye yönelik olarak, metronem yardımı ile ritmik konuşma, delayed auditery feedback, ünlüterin uzatılınası gibi yöntemler de kalıcı çözüm sağlamaz. Van Riper Tekniği: Bu tekniğin esas hedefi kekeme kişinin korkulan, kaçınma ve çaba reaksiyonlarıdır. Kekemeliği modifiye etmeye yönelik olan bu tedavi yaklaşımı MIDVAS şeklinde kısaltılan altı aşamadan oluşmaktadır:
- Motivasyon: Bu aşamada hastaya problemi ve uygulanacak tedavi yöntemi uygun bir dille anlatılır ve problemin çözümü konusunda neler yapabileceği öğretilir.
- İdantifikasyon: İkinci aşamada hastaya kekemelik problemini artıran faktörlerden bahsedilir. Bu faktörler, ceza, sinirlenme, anksiyete, suçluluk duygusu, düşmanlık duygusu, iletişim stresi, durum korkusu ve kelime korkusudur.
- Desansitizasyon: Bu aşamada idantifikasyonda sıralanan emosyonel faktörlere karşı hastanın dayanıklılığı artırılmaya çalışılır.
Semra Özgür
İlk Evin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
İşitme Engelliler ve Dil Konuşma Öğretmeni