KONUŞMA TERAPİSİ Konuşma ile ilgili, sorunlar yaşandığı zaman bu sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik bu konunun uzmanları tarafından yürütülen çalışmaların tümü konuşma terapisi olarak adlandırılır. Böyle bir sorunla, bu konunun uzmanına başvurulduğu zaman sorunlu olan birey uzman tarafından psikolojik zihinsel ve konuşma açısından değerlendirilmeye tabi tutulur, ve daha sonra sorun saptanıp bu sorunun giderilmesine yönelik terapiler yapılır. Her sorun farklı olduğu için bu sorunlara uygun terapi yöntemleri uygulanmaktadır. Bunlar yapılırken ailenin de bu konuda bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi çalışmaları büyük önem taşır. Çünkü sadece uzmanın çalışması ile değil aile uzman bireyin yakın çevresi bu sorunun çözümü için katkı sağlarsa sorunun çözümü daha kolay ve kısa sürede olacaktır.
KELİME HAZİNESİNİN GELİŞİMİ;
Bir yaşında 118 kelime
İki yaşında 446 kelime
Üç yaşında 1200 kelime
Dört yaşında 1500 kelime
Beş yaşında 2000 kelime
Altı yaşında 2500 kelime
Söylediği saptanmıştır. Fakat bunlar ortalamalardır ve ABD de yapılmıştır. Bütün çocuklar için geçerli olmayabilir fakat bir fikir vermesi açısından önemlidir. Ortalama olarak kızlar, sözlü açıdan erkeklerden üstündürler ve daha erken konuşurlar.
DİL VE ÇEVRE
Çocukların konuşmalarının gelişiminde çevrenin etkisi büyüktür. Aile içinde yaşayanlarla, yaşamayanlar arasın da büyük farklılıklar vardır. İkizler arasında yapılan çalışmalar bunu açıkça ortaya koymaktadır. Çocuk küçükken oluşan olumsuzluklar dil gelişimini etkilemektedir.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI
GECİKMİŞ KONUŞMA; Çocukların iki yaşını doldurduğu halde kısa cümleler kuramıyorsa gecikmiş konuşmadan söz etmekteyiz. Bunun çeşitli nedenleri vardır.
ZİHİNSEL NEDENLER, BESLENME, FİZYOLOJİK NEDENLER, SOSYO EKONOMİK NEDENLER GİBİ sayılabilir.
ARTIKÜLASYON (TELAFFUZ) BOZUKLUĞU;
Bu durum çocukların, kelimeleri yanlış söylemesi şeklinde görülür.
ÖRNEK; Araba yerine ayaba demesi.
ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE KONUŞMA TERAPİSİ
çocuklar konuşma bozuklukları çeşitli şekillerde görülmektedir. 1. gecikmiş konuşma.2. artükilasyon bozuklukları 3.kekemelik vb şeklindedir. tedavi yöntemleri . 1. farkına vardırma çalişmaları 2. nefes egsersizleri .3. hayvan ve taşıt seslerini taklit 4.dil damak dudak egsersizleri 5.ritimli konuşma egsersizleri sayıla bilir.aileler böyle bir durumda bu konuda çalışan uzmanlara kısa sürede başvururlarsa çok iyi sonuçlar elde edilmektedir.
DİL GELİŞİMİ VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI
Dil ve onunla ilgili problemler, çocuk psikolojisinde çok önemli bir yere sahiptir. Birçok uzman geçmişten günümüze dil konusuyla uzun süre ilgilenmişlerdir.
Dille ilgili birçok teoriler geliştirilmiştir. Dil gelişiminde çevrenin rolü mü? Yoksa kalıtım mı? Önemlidir.
Çocuklar kendi dillerini nasıl öğrenmektedirler?
Uzmanlar yıllardır bu soruya cevap aramaktadırlar.
İngiliz nörologlarından Sır Henry dört afazi biçimi ortaya koymuştur.
Söz afazisi, hareket afazi si, kelime oluşturmak ve telaffuz etme yeteneğinde bir bozukluktur. Söz dizimi afazi sinde cümledeki gramer yapısında yanlışlıklar olur.
İsim afazi sinde ise, istenilen kelime veya ifadeyi bulma konusun da sorunlar yaşanır. Anlam afazi sinde ise kelimelerin ve bir bütün olarak cümlenin anlaşılmasın da sorunlar yaşanır.
Bu durumlarda beyindeki konuşma merkezlerinde hasarlar vardır.
<<< DİL GELİŞİMİNİN AŞAMALARI: >>>
Doğum da çocuğun çıkardığı ses tamamıyla fizyolojiktir. Çok erken aşamada görülen seslendirmelere, dilin temel taşları gözüyle bakılabilir. Bunlar genellikle sesli harflerden oluşur ve dünyanın her yerinde ki çocuklarda görülür. Sesler öğrenilmemiştir. Doğumdan iki ay sonrası kadar erken bir çağda çocuk, insan sesinin çıkarabileceği dildeki bütün sesleri çıkarabilir çevrede konuşulan dilin etkisiyle, çeşitli sesleri pekiştirerek dilinde bir gelişme görünür.
Çocuk dört, beş aylık olunca CIVILDAMA AŞAMASI BAŞLAR:
Böylece farklı sesler çıkartmaya başlar.
Heceler halindeki cıvıldamalar, daha sonra daha anlaşılır bir hal alır.
Cıvıldamayla zeka bölümü arasında bir ilişki vardır.
Bu ilişki kız çocukların da daha belirgindir.
Çocuğun konuşması fizyolojik olgunlaşma ve sesleri taklit yoluyla gelişir.
Çevrenin etkisi konuşmasının gelişmesinde önemli rol oynar.
Çocuk;
ÖRNEĞİN; Melehat adındaki ablasına, mimi demeye başlarsa aile bunu pekiştirerek Melahat ‘a dönüştürmesine yardımcı olur.
EN SIK SORULAN SORULAR,ÇOCUĞUM KONUŞMUYOR ,OTİZMLİ MİDİR?
Bu sorunun ,cevabı kesinlikle hayırdır. Her geç konuşan çocuk ve her gecikmiş konuşma otizm değildir.Gemiş konuşmanın ,zihinsel, fizyolojik, çevresel, kalıtımsal ,psikolojik olmak üzere bir çok nedeni olabilir. Tek neden
otizm değildir.2.5 yaşından önce gecikmiş konuşmadan söz edemeyiz.
KEKEMELİK TEDAVİ EDİLİRMİ?
Evet, kekemelik tedavi edilir,fakat sabır ve zaman gerektirir.Bu konuda aceleci olmamak gerekir. Uygun tedavi yöntemleri uygulanırsa kesinlikle tedavi edilir.
KEKEMELİK KALITIMSAL MIDIR?
Kekemeliğin,kalıtımsal olduğuna ilişkin bir veri yoktur.Fakat ,modeli örnek
alarak ortaya çıka bilmektedir.Çocuğun çevresinde kekemlik sorunu yaşayan
biri varsa ,çocuğunda kekemelik sorunu yaşama ihtimali vardır. Bu konuda
dikkatli olunmalıdır.
KEKEMELİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
1. Ailenin yönlendirilmesi ve,bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar
2. Psikolojik destek ve psikolojik yardım çalışmaları
3. Nefes egsersizleri ve gevşeme çalışmaları
4.Kendine güvenin geliştirilmesine yönelik çalışmalar.
5. DİL VE KONUŞMA ÇALIŞMALARI
Televizyon konuşmayı geciktirir mi?
Evet geciktir. Bu sebeble çocukların 3 yaşından önce televizyon izlememesinde büyük yarar vardır.Çünkü televizyon karşında saatlerce zaman geçiren çocukların konuşmalarının geciktiğine yönelik bir çok örnekle
karşılaşmışızdır.
Amerikan Pediatri Akademisi tarafından yapılan araştırmaya göre 2 yaş öncesinde televizyon izleyen çocukların bilişsel gelişimlerinin olumsuz olarak etkilendiğini, dil gelişimlerinin geciktiğini ortaya koyduğunu belirten Özutku, bu dönemde bebeklerin aşırı televizyon izlemesi ile dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve otizm arasında ilişki olduğunu gösteren bir çok
vaka ya rastlandığından söz etmektedir.
SONUÇ ,olarak,Konuşma becerisinin de diğer dil becerileri gibi insanın soru sorabilme,
düşünebilme, düşündürebilme gibi yeteneklerinin gelişimini ortaya koyduğu görülmektedir.
Zamanında ve gerektiği kadar konuşabilmeyi öğrenen bir insan hayatı
boyunca yanılgıya düşmez. Düzgün ve doğru konuşmak kadar dinlemenin de bir
erdem olduğu öğrencilere her fırsatta aşılanmalıdır. Bilindiği gibi dil becerileri
birbirleriyle yakın ilişkiler içindedir. Dinleme ve okuma alışkanlığı olmayan birinin
düzgün yazabileceği veya konuşabileceği de beklenemez.
Öğrencilere konuşma becerisinin
kazandırılabilmesi ve bu becerinin geliştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilmesinde
de titiz davranılması gerekir. Çünkü Türkçeyi düzgün ve etkili kullanamayan
birinin verdiği eğitimde başarıya ulaşması imkânsızdır. Türkçeyi düzgün konuşan
ve yazan bireylerin yetiştirilmesi, Türkçe öğretmenlerinin derslerini bilgi
değil, ifade ve beceri dersi olarak görmelerine bağlıdır