Nöromüsküler hastalıklar kaslarda kuvvet kaybı, atrofi, myotoni, hipertrofi, psödohipertofi ve ağrı; el ve ayaklarda uyuşmalar, karıncalanma, yanma; yutma, çiğneme, yürüme güçlüğü ve eklemlerde bozulma, egzersiz intoleransı gibi belirtiler gösteren hastalık grubudur. Amiyotrofik lateral skleroz (ALS), spinal müsküler atrofi (SMA), müsküler distrofiler, servikal ve lumbosakral radikülopatiler, brakiyal ve lumbosakral pleksopatiler, polinöropatiler, miyotonik distrofi ve miyastenia gravis bu hastalık grubu içerisinde incelenebilir. Bu olguların fizyoterapi ve rehabilitasyonunda ambülasyonu korumak, mevcut kas kuvvetini ve eklem hareket açıklığını korumak, deformitelerin oluşumunu engellemek ve solunum vital kapasiteyi korumak önemlidir. Bu açıdan bakıldığında akuatik rehabilitasyon nöromüsküler olgularda kullanılabilir.
Suyun kaldırma kuvveti, hidrostatik basınç etkisi, metasentrik etki, türbülans ve sürükleme, viskozite, termodinami gibi fiziksel ve mekanik özelliklerinden yararlanılarak su içi egzersizleri temel alan rehabilitasyon yaklaşımına akuaterapi adı verilir. Su içerisinde yapılan egzersizler stresi ve yaralanma riskini azaltır; eklem, bağ ve tendonların korunmasına yardımcı olur, lenf sistemini aktive eder. Dinamik fonksiyonel egzersizlere su dışındaki programa göre daha erken başlanabilir. Akuatik rehabilitasyon havuzunun sıcaklığı 32-34°C ph aralığı ise 7,5-8 olmalıdır.
Suyun fiziksel ve mekanik özellikleri sayesinde karada yerçekimine karşı hareket kontrolü gerektirmesinden dolayı yapılamayan birçok hareket su içerisinde rahat bir şekilde yapılabilir. Bu durum bağımsızlık seviyesini ve özgüven duygusunu artırır; yoğun duyusal girdi alan çocuğun mental uyanıklığı ve odaklanması artar. Hareketlerin kontrollü bir şekilde yapılabilmesi postüral reaksiyonların gerçekleşmesini sağlar. Ayrıca karadaki anormal hareket paternleri suda daha düzgün bir şekilde gerçekleştirilebilir. Akuaterapi seansları haftada 2-5 gün olmak üzere 20-40 dakika süreyle yapılmalıdır, toplam tedavi en az 14-16 hafta sürmelidir. (1)
Su içi egzersizlerin etkileri şunlardır:
• Kardiyovasküler sistemi güçlendirir, kardiyopulmoner kapasiteyi artırır
• Eklemlere az yük biner, eklem hareket açıklığını sağlar
• Kemik dansitesini korur
• Koordinasyon, stabilite ve denge sağlar
• Ağrıyı ve ödemi azaltır
• Kas gücü ve enduransı artırır, esneklik kazandırır
• Suyun her yönde oluşturduğu direnç sayesinde tüm vücut kasları çalıştırılabilir
• Su içerisindeki insan bel hizasına kadar %50, sternum alt ucuna kadar %75, c7 hizasına kadar %90 ağırlık kaybı yaşar.
Bu noktada kaldırma kuweti pasif, aktif asistif veya aktif kullanılabilir.
2015 yılında multipl skleroz, müsküler distrofi, spinal kord yaralanması, konjenital ve edinsel beyin hasarı olguları üzerinde yapılan bir çalışmada hidroterapinin yaşam kalitesini yükselttiği ; engelilik ve depresyon düzeyini azalttığı sonucuna ulaşılmıştır.(2)
Kaynakça
1. Seyhan, K. (2014/2015) Nörogelişimsel Problemleri Olan Çocuklarda Akuaterapi Yaklaşımları Ankara: Hacettepe Üniversitesi SBF
2. Süleymanoğlu, A. (2015). Engellilere yönelik halk eğitim kursları ve hidroterapinin aktivite, katılım, yaşam kalitesi ve depresyon üzerine etkisi (Doctoral dissertation, Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Çağatay Şahin
İlkevin Fizyoterapist / Hidroterapist