Taklit bir başkasının davranışını veya eylemini kopyalayıp sonrasında bu eylem ya da davranışı sergilemek şeklinde ifade edilmektedir. Taklit becerileri ve bu becerilerin insan fonksiyonları üzerindeki etkilerine ilişkin yapılan araştırmalar; taklit becerilerinin bilişsel gelişim, dil gelişimi ve sosyal farkındalık için gerekli olan ön beceriler olduğunu göstermektedir.
Taklidin erken dönemde dil ve iletişim, sosyal etkileşim ve bilişsel gelişimi alanı ile bağlantılı biçimde hizmet ettiği işlevlerinin belirlenmesinin, taklidin gelişim sürecinde oynadığı rolün daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
Taklit becerilerinin gelişimini inceleyen ilgili araştırmaların bulguları doğrultusunda, taklit gelişiminin doğumdan itibaren başladığı, yaşla birlikte taklit becerilerinin türlerinde ve sıklığında artış gözlendiği, doğumdan itibaren ebeveyn ile çocuk arasında iletişim alışverişi işlevi gören taklidin, erken çocukluk döneminin başlarında iletişim ile birlikte sosyal etkileşim ve öğrenme işlevi kazanmaya başladığı görülmektedir.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal etkileşim ile sosyal iletişimde kalıcı bozukluklar ve sınırlı tekrarlayıcı davranışlarla karakterize olan ve gelişimin erken dönemlerinde ortaya çıkan gelişimsel bir bozukluktur (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013). Yapılan araştırmalarda, taklit becerileri OSB olan çocuklarda normal gelişen akranlarına göre sınırlı gelişen bir alan olarak görülmektedir Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuklarda, taklit becerilerinde sınırlılıklar görülmekte ve bu sınırlılıklar otizm spektrum bozukluğu olan çocukları diğer gelişimsel geriliği olan çocuklardan ayırmaktadır.
Otizm spektrum bozukluğun, tüm tanımlarında ortak olan üç nokta bulunmaktadır. Bunlar; sosyal etkileşim, dil ve iletişim becerileri, takıntılı / yineleyici hareketler şeklinde ifade edilmektedir. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin, normal gelişen akranlarına göre jestler, duygusal ifadeler, simgesel eylemler ve mimiklerin taklidinde önemli yetersizlikler gösterdikleri bilinmektedir. Taklit becerilerinde görülen bu yetersizlikler ve problemler, diğer alanları da etkilemekte ve otistik bozukluğun karakteristikleri arasında yer alan davranışların sergilenmesine neden olmaktadır.
Otizmli çocukların büyük bir çoğunluğu temel taklit becerilerini edinebilmektedir. Ancak, ilerleme hızında önemli bireysel farklılıklara rastlanmaktadır. Bu temel taklit becerileri;
1. Nesneyle kaba motor becerileri taklit etme (Örneğin şişmiş bir balona vurma vs.)
2. Nesne olmaksızın kaba motor becerileri taklit etme (Yerinde zıplama vs.)
3. Nesneyle ince motor becerileri taklit etme (Büyük parçalı Legoları birbirinden ayırma vs.)
4. Nesne olmaksızın ince motor becerileri taklit etme (İşaret parmağını gösterme vs.)
5. İki basamaklı motor becerileri taklit etme (Önce alkış yapıp ardından masaya vurma vs.)
6. Üç basamaklı motor becerileri taklit etme (Yerinde zıplayıp, durup kendi etrafında döndükten sonra alkış yapma vs.)
7. Yüz ifadesi taklit etme (Örneğin dilini çıkarma, gülme, şaşkınlık, ağzını kapatma vs.)
8. Yansıma ses taklit etme (ham ham, hav hav, ahh, vs.)
9. Vokal sesleri taklit etme (A, e, o gibi ünlü sesleri taklit etme vs)
10. Tek heceli kelimeleri taklit etme (Ev, et, el, ay vs. başlanıp ardından kurt, kalp gibi kelimelere dek basamaklandırılmış kelimeleri taklit etme).
11. İki ve daha çok heceli kelimeleri taklit etme (Elma, kapı, perde vs. gibi kelime taklidi.)
Temel Taklit Becerisi Öğretim Süreci
Temel taklit becerisi öğretim süreci başında çocuğu masada oturtma süresinin 2 dakikayı aşmamasına özen gösterilmelidir. Masa başındaki öğretim süresince 5-6 denemeye yer vermeye çalışılıp; son denemeden sonra ise çocuğa yarım dakika kadar bir ara verme fırsatı tanınmalıdır. Süre dolduğu belirtilir. Ara vermek için mutlaka çocuğun denemeyi başarıyla tamamlamasını; mümkünse ipuçsuz doğru tepkide bulunmasını beklenmelidir. Hiçbir zaman başarısız bir denemeden sonra ya da bir davranış sorunundan sonra (örneğin, öfke nöbetinden ya da itirazdan sonra) ara verilmemelidir. Program ilerledikçe, çocuğun masada oturma süresini aşamalı olarak 5 dakikaya kadar çıkarılmalıdır. Böylece, bir seferde yapılan deneme sayısı da giderek artacaktır. Davranışı yiyecek pekiştireciyle ve sözel pekiştireçle pekiştirilmelidir. Art arda beş-altı deneme yapılır ve her seferinde ipuçlarını biraz daha silikleştirilir. Üzerinde çalışılan her taklit becerisine önceleri her gün, giderek birkaç günde bir, son aşamada haftada bir yer verilmelidir. Yeni araç setlerini kullanarak, edinilen becerilerin genellenmesi sağlanmalıdır.
Öğretime nesnelerle yapılan büyük kas becerileriyle başlanması önerilmektedir. Çünkü çocuklar nesnelerle bir şeyler yapmaktan keyif almaktadır. (Nesne manipülasyonu (alması/incelemesi/hareket ettirmesi) olmasına dikkat edilmeli-nesneyle ilgilenmiyorsa nesnesiz başlanabilir). Nesneyle yapılan davranışların ayırt edilmesi daha kolay olmaktadır.
Tuba Can
İlk Evin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Eğitim Alanı Öğretmeni