GİRİŞ
Otistik spektrum bozukluğu olan pek çok kişi duyularla ilgili birtakım güçlükler yaşayabilir ve özellikle belli uyaranlara karşı hassas olabilirler. Bu zorluklar anne babaların ve eğitimcilerin onları anlamaya çalışırlarken kafalarının karışmasına neden olabilir.
Bu kitapçıkta duyu bütünlemesiyle ilgili temel bilgileri, bu bozukluğu olanların yaşayabileceği sıkıntıları ve onlara yardımcı olabilecek temel stratejileri – yöntemleri bulacaksınız. Kitapçığın amacı otizmli bireylerin duyusal dünyalarıyla ilgili insanların bilinçlenmesini sağlamaktır.
Bu kitapçıkta otizm terimi, otizm, asperger sendromu ve tüm otistik spektrum bozukluklarını kapsayacak biçimde kullanılmıştır.
Yaşadığımız dünyayı kavramak ve ona uyum sağlamak için duyularımıza ihtiyaç duyarız. Duyular bireylerin kendilerine özel deneyimler yaşamalarını ve diğer insanlarla etkileşime girmelerini sağlar. Duyularımız çevremizde olup bitenleri anlamamıza ve onlara uygun tepkiler geliştirmemize yardımcı olur. Hangi durumda nasıl tepki vereceğimizi duyularımız belirlerler.
Bir duyunuzun ya da bütün duyularınızın aynı anda uyarıldığını veya hiçbir duyunuzun mevcut olmadığını düşünün. Bu tür bir sorun, genel olarak duyu bütünlemesi bozukluğu olarak adlandırılır ve otistik spektrum bozukluğu olan pek çok kişide bu duruma rastlanır.
Otizmin pek çok tanımı olmasına karşın bunlardan çok azı otistik bir bireyin ne hissettiğine değinir. Bizler sadece, yaşadıkları zorlu duygu ve deneyimlerini bizlere aktarabilen otizmli bireylerin kişisel tecrübeleri doğrultusunda otizmle ilgili bu tür bir bakış açısı kazanabiliriz.
Otistik olmayan kişilerin hemen her gün yaşadıkları sıradan deneyimler, otistik kişiler için son derece acı verici ve olumsuz bir tecrübeye dönüşebilir. Otizmli bireylerin sergiledikleri alışılmadık davranışlar genellikle yaşadıkları duyusal deneyimlere gösterdikleri bir tepkidir.
Bu suretle otizmli bireylerin niçin kendilerine has davranışlar sergilediklerini ve kendi kendilerini uyarmaya yönelik davranışlar başlattıklarını (mesela kendi etraflarında dönmek, el çırpmak ve sallamak benzeri) daha iyi anlayabiliriz çünkü bu davranışlar onların kendi dünyalarını denetim altına almalarına ve kendilerini daha güvende hissetmelerine neden olur.
“Duyusal açıdan çok fazla uyarana maruz kaldığımda kendimi tamamen kapatıyorum… Bu aynı bölünmek gibi… Çok garip, sanki aynı anda 40 tane televizyon kanalını birden seyrediyorum.”
Duyu Bütünlemesi
- duyuların aracılığıyla edinilen bilgilerin işlenip kullanıma hazır hale getirilmesi amacıyla organize edilmesi/düzenlenmesi” olarak tanımlar. Duyu bütünlemesi, duyuların algılamaya dönüştürülmesini içeren bir süreçtir.
Merkezi sinir sistemi (beyin), vücudun çeşitli duyusal sistemlerinden gönderilen duyusal bilgileri işler, organize eder, önem sırasına koyar ve bilgiyi anlar. Herhangi bir duruma karşı bir davranış geliştirebilmek için düşünceler, duygular, motor tepkiler (davranışlar) ya da bütün bunların hepsi aynı anda gerekebilir.
Vücudumuzda duyusal uyarıları alan alıcı sinirler vardır. Ellerimiz ve ayaklarımız bu alıcıların çoğunu içerir. Çoğu zaman duyusal bilgileri işleme otomatik olarak yapılır.
Duyusal sistemleri altı bölüme ayırabiliriz. Bu alanların her birini de hassasiyet seviyesini göstermesi amacıyla Hipo (az duyarlı) ve hiper (çok duyarlı) olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Bu bölümde Brende Smith Myles’ın duyusal bütünlemeyle ilgi kapsamlı açıklamalarına yer verilecektir. Daha fazla detaylı bilgi için Myles’ın kitabına başvurulabilir.
Denge (Vestibular) sistemi
İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir. Otistik spektrum bozukluğu olan bireylerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Sallanma ve kendi etrafında dönme ihtiyacı
Hiper (Çok duyarlı)
Hareket gerektiren aktiviteleri yapmakta güçlük (spor gibi)Aniden durmak veya devam eden bir aktiviteyi sonlandırmakta güçlük
Vücut Farkındalığı (Propriosepsiyon) sistemi
Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir. Otistik spektrum bozukluğuna sahip bireylerin yaşayabileceği güçlükler şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Fiziksel mesafe- başkalarına çok yakın durmaVücutlarının kapladığı alanın farkında olmamaYön bulma ve engellerden sakınmada zorlanmaİnsanlara çarpma
Hiper (Çok duyarlı)
İnce motor becerilerini kullanmayı gerektiren etkinliklerde zorlanma ve küçük nesneleri kullanmakta (düğme ilikleme, bağcık bağlama benzeri)güçlük yaşamaHerhangi bir şeye bakarken tüm vücutlarıyla dönme
Koklama sistemi
Burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir. Koklama çoğunlukla unuttuğumuz ve ihmal ettiğimiz bir duyumuzdur. Oysaki koklama güvenilirliğine inandığımız ilk duyumuzdur. Otistik bireylerde koklamayla ilgili şu güçlükler yaşanabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Hiç koku almama veya çok yoğun bir kokuyu dahi fark etmemeNesneleri yalama
Hiper (Çok duyarlı)
Kokuların olduğundan yoğun ve rahatsız edici gelmesiTuvalete gitmekte zorlanmaBaskın kokulu şampuan veya parfüm kullanan kişilerden hoşlanmama
“Kedi, köpek, deodorant ve tıraş losyonu kokusuna tahammül edemiyorum ve parfüm kokusu beni çılgına çeviriyor.”
Görme sistemi
Gözün retina kısmında yer alır ve ışık ile aktif hale gelir. Görme duyumuz nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları ve uzamsal sınırları tanımamıza yardımcı olur. Otizmli kişinin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Nesneleri olduğundan daha karanlık görme, çizgileri ve ayırt edici özellikleri fark etmemeMerkezdeki görüntünün bulanık olması sebebiyle çevredeki görüntüye odaklanma veya nesneyi olduğundan daha büyük algılayıp nesnenin etrafını bulanık görmeZayıf derinlik algısı- tutma ve yakalamada güçlük çekme, sakarlık
Hiper (Çok duyarlı)
Görüntüde bozulmaGözün önünden küçük nesnelerin ve parlak ışıkların geçmesiFazla uyarana maruz kalma sonucu bölük pörçük görmeHerhangi bir nesneye bir bütün olarak bakmak yerine nesnenin bir bölümüne odaklanma
Duyma sistemi
İç kulakta bulunur ve çevremizdeki seslerle ilgili bizi bilgilendirir. Duyusal bozukluklar içerisinde en belirgin olarak fark edilebilenidir. Otizmli kişilerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Tek kulağın duyma işlevini gerçekleştirmesi ve diğer kulağın kısmi duyması ya da hiç duymamasıBazı sesleri tanımlayamamaKalabalık ve gürültülü ortamlardan, kapı çarpması ya da nesnelerin çıkarttığı seslerden hoşlanma
Hiper (Çok duyarlı)
Gürültüyü olduğundan daha yüksek seste algılama ve çevredeki sesleri net olarak algılayamamaBazı sesleri duymazlıktan gelememe, konsantre olmakta güçlük çekmeDuyma eşiğinin çok düşük olması ve bu sebeple işitsel uyaranlara karşı çok hassas olma (Örneğin çok uzaktaki bir konuşmayı dahi duyabilme)Duyma bozukluğu kişinin iletişim becerilerini ve vücut dengesini direkt olarak etkiler.
Dokunma sistemi
Deride bulunur, vücudun en büyük organıdır. Dokunma, basınç ve ağrı seviyesiyle ilişkilidir ve bu suretle ısıyı (sıcak ve soğuğu) ayırt etmemize yardımcı olur.
Dokunma sosyal gelişimin önemli bir parçasıdır. İçinde olduğumuz çevreyi ölçüp değerlendirmemize yardımcı olur ve buna uygun tepkiler geliştirmemizi sağlar.
Hipo (Az duyarlı)
Başkalarını sıkıca tutmaAcıya ve ısıya karşı dayanıklı olmaKendi kendilerine zarar vermeÜstüne ağır nesneler koymaktan hoşlanma
Hiper (Çok duyarlı)
Dokunma bile acı verici ve rahatsız edici olabilir. Genellikle içe kapanıktırlar, dokunmaktan çekinirler. Bu durum, diğer insanlarla kurdukları ilişkileri olumsuz yönde etkiler.El ve ayaklarında bir şeyler olmasından hoşlanmama (saat, çorap vb…)Saçları tararken ve yıkarken zorlanmaYalnız belli dokudaki kıyafetleri giymekten hoşlanma
“Bana her dokunduklarında canım yanıyor ve derim alev alıyormuş gibi hissediyorum”
Tat Alma sistemi
Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı, ekşi, acı ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamız sağlar. Tad alma tomurcukları çok hassas olan bireyler yalnız belli tip besinleri tercih edebilirler. Otizmli kişilerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Keskin tatlardan (baharatlı, acılı, ekşili yemekler) hoşlanmaHer şeyi yeme (ör: toprak, çimen vb.)
Hiper (Çok duyarlı)
Bazı tatları olduğundan daha keskin ve rahatsız edici bulmaBelli dokudaki yemeklerden rahatsız olma (Örneğin bazı çocuklar yalnızca patates püresi benzeri pütürsüz şeyleri yemeyi tercih edebilirler.)
Diğer Duyusal Bozukluklar
Sintezi
Otistik spektrum bozukluğundan farklıdır ve nadir olarak görülür. Otistik bozukluğu olan bazı bireylerde görülebilir. Duyusal kanallarda karışıklık olduğu zaman görülür. Duyusal bir deneyim bir sistemden girer ve farklı bir sistemden çıkar. Mesela kişi bir ses duyar (duyma sistemi) fakat renkler görür (görme sistemi).
ÖNERİLER:
Otizmli kişilerin duyusal dünyalarını daha detaylı bir biçimde anlamamız, onlara daha rahat edecekleri bir çevre sunmamıza yardımcı olacaktır.
Aşağıdaki öneriler otizmli bireyin duyularının aşırı yüklenmesini engellemek suretiyle bireye daha rahat edeceği bir ortam sunmanıza yardımcı olabilir.
Hatırlanması gereken önemli noktalar:
Farkındalık
Yaşanan sorunların duyusal bir bozukluktan kaynaklanıyor olabileceği gerçeği göz ardı edilmemeli ve bu nedenle bireyin içinde bulunduğu çevre değerlendirilmelidir.
Yaratıcı olmak
Olumlu duyusal tecrübeler ve stratejiler geliştirmek için hayal gücünüzü kullanın.
Hazırlık
Otizmli bireyi yaşayacağı duyusal tecrübeler hakkında önceden bilgilendirin. (Örneğin gürültülü bir ortama girmesi gerektiği zaman)
Duyu Bütünleme
Duyu bütünleme sürekli olarak birbirinden farklı ve çeşitli duyusal uyaranlara tabi tutulmayı içerir. Terapinin amacı, merkezi sinir sisteminin duyusal uyaranları işlemesini güçlendirmek, dengelemek ve geliştirmektir.
Duyu bütünleme kavramını geliştiren Carl Delacato, terapiyi beş duyu sistemi üzerine yoğunlaştırmıştır: görme, tatma, koklama, duyma ve dokunma. Günümüzde uğraşı terapistleri yapacakları etkinlikleri planlarken bu beş ana sistemin yanı sıra vestibüler ve propriosepsiyon sistemleri üzerinde de durmaktadırlar..
Denge (Vestibular) ile İlgili Öneriler:
Hipo (Az duyarlı)
Etkinlikleri denge sistemini geliştirmeye yardımcı olacak biçimde düzenleyin. (örneğin salıncak, tahterevalli veya atlıkarınca benzeri oyuncaklara binmeye teşvik edin).
Hiper (Çok duyarlı)
Etkinlikleri küçük adımlara bölün ve görsel ipuçları kullanın.
Vücut Farkındalığına (Propriosepsiyon) Yönelik Öneriler:
Hipo (Az duyarlı)
Odanın kenarlarındaki mobilyaları geçişlere izin verecek biçimde düzenleyin.Sınırları belirlemek için yüzeye renkli bantlar yapıştırınİnsanlara ne yakınlıkta durması gerektiğini öğretmek amacıyla kol uzunluğuprensibinden yararlanın. İnsanlarla konuşurken gerekli mesafeyi sağlayabilmesi amacıyla karşısındakiyle kendisi arasında bir kol mesafesi bırakması gerektiğini gösterin.
Hiper (Çok duyarlı)
İpe boncuk ya da makara dizmek gibi benzeri etkinlikler yaptırtın. Bu suretle ince motor becerilerinin gelişimine de katkı sağlamış olursunuz.
Koklama Duyusuna Yönelik Öneriler:
Hipo (Az duyarlı)
Keskin kokulu olan ürünleri ödül olarak kullanın ve bu suretle çocuğunuzu baskın kokusu olan uygunsuz nesnelerden (çöp ve dışkı benzeri) uzak tutun.
Hiper (Çok duyarlı)
Kullandığınız deterjan ya da şampuanın kokusuz olmasına özen gösterin ve parfüm sürmekten kaçının.
Görme Duyusuna Yönelik Öneriler:
Hiper (Çok duyarlı)
Floresan ışığı yerine pastel tonda ışık veren ampul kullanın.Güneş gözlüğü kullanmaya teşvik edin.Işığı bloke etmek amacıyla perde ve güneşlik kullanın.Sınıf içerisinde bir istasyon oluşturun. Çocuğunuzun sırasının etrafını paravanla çevirmek suretiyle görsel açıdan dikkatinin dağılmasını engelleyin.
Duyma Duyusuna Yönelik Öneriler:
İşitsel Entegrasyon Eğitimi
Bu yaklaşım, davranışların işitme sisteminde yaşanan sorunların bir sonucu olduğu teorisine dayanmaktadır
1980’lerin başında, Dr. Guy Berard bireylerin işitme sistemlerini test etmek amacıyla bir makine icat etmiştir. Bu makine, çeşitli sesler üretmekte, bu sesleri değiştirmek ve herhangi bir rahatsızlığa yol açmadan sesleri azami seviyeye çıkartmaktadır. İşitsel Entegrasyon Eğitimi’nde temel amaç işitme sistemini eğitmek ve işitsel girdiyi dengelemektir. Bu yaklaşımın geçerliliğiyle ilgili araştırmalar oldukça kısıtlıdır.
Müzik Terapisi
Otistik spektrum bozukluğu olan bireylerde sıkça kullanılan ve yararına inanılan bir yöntemdir. Müzik terapisi bireylere iletişim kurma, etkileşime girme ve kendilerini ifade etme konularında eşsiz fırsatlar sunmaktadır.
Hiper (Çok duyarlı)
Dışarıdan gelen sesleri azaltmak için kapı ve pencereleri kapalı tutun. Kalabalık ve gürültülü ortamlara girmeden önce çocuğunuzu önceden haberdar edin.Kulak tıkacı kullanmaya teşvik edin.
Dokunma Duyusuna Yönelik Öneriler:
Hipo (Az duyarlı)
Üzerine ağır bir battaniye ya da yorgan örtün.Uyku tulumunun içine girmeye teşvik edin.
Hiper (Çok duyarlı)
Çocuğunuza dokunmanız gerekiyorsa onu önceden haberdar edin. Temas kurarken arkadan değil de önden yaklaşmaya özen gösterin.Kucaklamanın onun için rahatlatıcı olmaktan ziyade acı verici olabileceğini unutmayın.Farklı dokuda nesneler sunun ve bu amaçla tanıtacağınız nesneleri saklayabileceğiniz bir kutu oluşturun.Saç tarama ve yıkanma gibi etkinlikleri kendi başına tamamlamasına fırsat verin ve bu suretle kendi hassasiyetini kırabilmesine ön ayak olun.