Otizm spektrum vakalarında yaratıcı dramanın olumlu sonuçları bir çalışma ile kanıtlandı
Dünyada oldukça sık rastlanan otizm, aslında geniş bir tanımlamadır. Çocuklarda Dezintegratif Bozukluk, Asperger Sendromu, RETT Sendromu gibi hastalıklar “otizm spektrum bozuklukları” içerisinde yer alırlar ve çok sayıda bireysel duruma tekabül ederler.
Amerika Birleşik Devletleri’nde her 88 çocuktan biri otizmin formlarından biriyle tanılanmıştır. Her 54 erkek çocuktan biri ve her 252 kız çocuğundan biri otizm bozukluğu tanısı almıştır. Erkek çocukları, kız çocuklarına oranla 5 kat daha fazla tanı almaktadır. Her 20 dakikada bir bir çocuğa otizm tanısı konmaktadır. Bu oranlara bakılarak otizmin bir salgın hastalık gibi yaygınlaştığı söylenebilir. Dünyada bir salgın hastalık gibi görülme sıklığı artan otizm, en hızlı gelişen gelişim bozukluklarından biridir.
Otizm tanısı alan çocuk veya yetişkin bireylerin yıllık yüzde 10-17’si diğer insanlarla anlamlı bir ilişki kurabilme konusunda çok zorlanmakta veya bunu hiç başaramamaktadır. Tanı koyulan bireyler, çok azının çevrelerindeki insanlarla anlamlı bir iletişim kurabilirken bu kişiler sıklıkla tekrarlı fiziksel hareketler ya da kendilerini kısıtlayan/tekrarlayan davranışlar gösterirler.
Her ne kadar ciddi bir hastalık olsa da, otizm, çeşitli yol ve yöntemlerle yaşanabilir hale gelebilir. Bunlardan birisi, iletişim yetilerinin geliştirilmesi için kullanılan yaratıcı dramadır.
Peki yaratıcı drama, otizm spektrumda yer alan çocukların iletişim becerilerinin gelişmesine yardımcı olabilir mi?
Otizmi Hayal Etmek isimli çalışma, bunu kanıtlar niteliktedir. Araştırma kapsamında, otistik spektrumda yer alan 7-12 yaşları arasında 22 öğrenciyle, 10 hafta boyunca haftada bir ders (45 dakika) yaratıcı drama uygulamaları geçekleştirilmiş. Bu 10 haftalık sürede çocuklar, dörder kişilik gruplar halinde, orman, uzay, denizaltı gibi özel yapılandırılmış mekanlara dahil edilmişler. Mekan tasarımında, bütün duyuları eş zamanlı olarak aktif hale getirmek amacıyla ışıklandırmadan, seslerden, kuklalardan ve etkileşimli dijital materyallerden yararlanılmış.
Eğitimli yaratıcı drama liderleri, çocukların yaratıcı bir şekilde çevreyle ve birbirleriyle temas etmeye yönlendirme amacıyla doğaçlama tekniğinden yararlanmışlar. Seansların, otistik spektrumda en çok zorlanmanın görüldüğü gelişim alanları olan; iletişim becerileri, sosyal beceriler ve hayal edebilme becerilerini geliştireceği umuduyla çalışmalara başlanmış.
Çalışma başlamadan önce ve çalışma bittikten sonraki 2. ve 6. haftalar arasında ölçümler gerçekleştirilmiş. Ölçümlerde, yaratıcı dramanın otizmi tanılamak için belirlenen davranışlarda bir değişiklik olup olmadığına bakmanın yanı sıra duyguları tanıma, taklit, IQ ve ötekilerin ne düşündüğünü ve hissettiğini anlama becerileri incelenmiş. Aynı zamanda anne-babalardan ve öğretmenlerinden sübjektif gözlemler toplanmış ve 1 yıl sonrasında takip çalışmaları gerçekleştirilmiş.
Yapılan ilk ölçümlere göre bir miktar gelişim gösteren çocuklarda, iletişimin en önemli parçalarından biri olan yüz ifadelerini tanıma yetisi ciddi şekilde gelişmiş. Çalışmadaki dokuz çocuğun bu alanda, altı çocuğun da sosyal etkileşim alanında ciddi gelişim gösterdiği takip edilmiş ve bir yıl sonraki gözlemler bunun korunduğunu ortaya koymuş.
Otizm spektrumdaki diğer vakalarla ilgili yapılan çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda, bu çalışmanın etkileyici gelişimsel sonuçlar ortaya koyduğu söyleniyor. Özgüveni artan çocukların dikkat sürelerinin ve iyi olma hallerinin olumlu etkilendiği de bilinen bir gerçek.
Yaratıcı drama metodunun çocukların sosyal yetileri için ilerletici bir yöntem olduğu birçok çalışma ile kanıtlanmıştır. Artık, bu yöntemin otizm spektrum vakalarında da olumlu sonuçlar doğuracağını biliyoruz.
Derleyen: Barış İplikci /ilkevin.com.tr
Derlemenin bir önceki kaynağı: Eğitimpedia