Fotoğrafçı Asleigh Raddatz, Kaliforniya’dan Almanya’ya taşınmasının üstünden bir yıl geçtikten sonra bir çocuk sahibi oldu.
Oğlu August hakkında hep bir şeylerin farklı olduğunu sezen anne, onun daha bebekken en ufak rahatsızlığın onun duygularını yükselttiğini ve kontrol edilemez hale geldiğini fark etti. August büyüdü, ancak konuşma yetisi düzgün gelişmedi. O zamanlarda ailesi onun sağır olabileceğini düşündü.
Yıllar süren testlerin ardından August’a otistik spektrum bozukluğu tanısı konulabildi. O zamandan beri de belgesel tarzı aile fotoğrafçılığıyla uğraşan Raddatz, oğlunun günlük yaşamını ve hayatının ritmini kaydetmeye başladı.
Bu projenin onun algısını çok geliştirdiğini söyleyen Raddatz, çocuğunun özel ihtiyaçlarını fotoğraflar yoluyla görebilme imkanının diğer ailelerde de olsa bu çocuklar için her şeyin netlik ve açıklığa kavuşabileceğini belirtti.
İşte o 22 fotoğraf:
August 5 yaşında ve ona otizm teşhisi tam bu sırada kondu. Bu zamanlarda, onun geleceğinin hayal ettiğimden farklı olacağına alışmaya başladım.
Almanya’da yaşayan bir Amerikalı olarak, çocuğuma otizm teşhisi konulduğunda kendimi biraz yalnız hissettim. Yakınımda bana destek olacak hiçbir aile ferdim yoktu. Onu fotoğraflamak, beni kurtardı ve durumuna alışmamı sağladı.
Ona otizm testi yapılması gerektiğini ilk kez öğrendiğimde, bir türlü aklım almamıştı. Çocuk doktorumuzun onun yaptığı şeyleri otistik spektrum bozukluğuna bağlaması, bir anne olarak içimde derin acı uyandırmıştı. Bunu size anlatamam.
Kocam bu duruma oldukça rahat yaklaştı ve hızlıca ihtiyacımız olan şeylerin listesini çıkardı. Öte yandan, bense üç gün bir karanlığın içerisinde cebelleşiyordum. Ne olursa olsun, ne teşhis konursa konsun, o bizim oğlumuzdu. Ve ne olursa olsun, ne hale gelirse gelsin onu sahiplenecektik.
Ritüeller, ritimler ve rutinler August’un hayatında büyük yere sahip. Bizlerse günlük olarak kendimizi olacaklara sürekli yeniden hazırlıyorduk.
Her gün kesin olarak yaptığı şeyler vardı, mesela bir kostüm ya da maske giymek.
Aynı zamanda işleri yaparken kesin bir sıralamayla bunu yapıyordu. Örneğin, sabahları okula giderken her gün onu mutfağa çağırarak onu öğleden sonra alacağımızı August’a söylememizi istiyordu.
Sık sık ufak detaylara odaklanırdı. Örneğin, legosunun en ufak parçasının bile kaybolduğunu hatırlardı.
Zor bir an yaşadığında, saklanır ve gözlerini kapatırdı. Bazen de ağzını elleriyle kapatarak derin ve gürültülü sesler çıkartırdı.
Bazen onu sakinleştirmeye ve desteğimizi sunmaya çalışırdık. Başka zamanlar, o bizim geri adım atmamızı ve zorlukları kendisinin halletmesine izin vermemizi isterdi. Buna izin verirdik, tabi ki kendine zarar verecek bir durum yoksa.
Rahatsız hissederse, ellerini bağlar ya da ellerini çırpardı.
Sık sık bacaklarını göğsüne çekerek otururdu.
Korktuğunda, parmaklarını kulaklarının içine ya da üstüne kapatırdı. Bunu rahatlamak için de yapardı.
August ışığa, sese ve farklı zeminlere çok duyarlıydı. Marketlerde, sık sık kıyafet yığınları içine saklanırdı çünkü florasan ışığından rahatsız olurdu.
En küçük çocuğumuz Finnegan için inanılmaz bir abiydi. Eşimle bundan gurur duyuyorduk.
Daha bebekken bile duyuları çok açıktı. En ufak bir sese bile ağlayabilirdi.
Mutlu olduğunda, sık sık gök yüzüne başını çevirir ve oralara bakardı.
Her çocukta aynı semptomlarla ortaya çıkmıyor otistik spektrum. Bir ebeveyn olarak en zor şeyin oralarda bir yerlerde hala bilinmez şeylerin olduğu.
Onlarca terapi ve randevunun ardından çok yorulurdu. Ama bu olağan bir şeydi. 5 yaşına gelmişti ama hala birkaç kelime konuşabiliyordu. Ona adıyla seslendiğimde “Anne, buradayım!” diye cevap verirdi ve bu kelimeler hayatınızdaki en önemli sözcükler olurdu.
Onun davranışlarını ve günlerini kaydetmek, benim için çok şey ifade ediyor. Bu bana iyi geliyor. Bunlar, bana ne kadar ilerlediğimizi hatırlatıyor ve onu daha iyi anlamamı sağlıyor.
Umudum, ileri gitmek ve ona hala öğrenebiliyorken yeni beceriler katabilmek. Aynı zamanda çocuklar ve aileleri arasında otizmi daha rahat konuşulabilecek bir şey haline gelmesini umuyorum. En sonunda, August için umudum empati ve saygı çerçevesinde tedavi görmesi.
Bu fotoğraf bana çok şey ifade ediyor ve güzel bir kazadan kalma. Yeni aldığım kablosuz kameramı test ederken August yanıma gelip kucağıma oturuverdi. Gülmeye ve tuşlara rastgele basmaya başladık. Sonunda çektiğimiz fotoğrafları bilgisayarıma yüklerken bu fotoğraf benim duraksamama neden oldu. Çünkü, bu fotoğraf onun makineye direkt olarak baktığı tek fotoğrafı. İlk gördüğümde ağlamıştım. Artık bunu ne zaman görsem mutlu olacağım.
Çeviren: Barış İplikci /ilkevin.com.tr
Kaynak: Huffpost
Daha fazla fotoğraf için: Ass Raddatz