Beynimiz vücudun içinden ve dışarıdan gelen duyusal bilgileri alır, işler ve uygun cevaplar (motor, duyusal, iletişim, duygusal, bilişsel gibi) açığa çıkarır. Duyusal işlemlemenin bu basamaklarında ortaya çıkacak herhangi bir problem bebeğin günlük yaşam kalitesini etkiler.
Prematüre doğan bebeklerin duyusal işlemleme becerileri açısından büyük bir risk ile doğdukları dünya çapında yapılan araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Bunun ilk sebebi; duyusal bilgileri işleyecek nöral yapıları (beyindeki sinir sistemine ait merkezler) olgunlaşmadan doğmalarıdır. İkinci en büyük sebep ise hayati risklerinden dolayı dünyaya geldikten sonraki ilk günlerini kuvözde geçirmeleridir. Kuvöz ortamı bebeklerin hayati fonksiyonlarını devam ettirebilmeleri açısından önemlidir ancak bu süreçte annelerinin dokunuşlarından ve hareketlerinden (kucakta gezinmek gibi) uzakta kalırlar, eğer bu dönemde uyutulmaları gerekirse kendi hareketlerinden de mahrum kalırlar. Bu uyaranlara az maruz kalırken, hastane ışıkları, destek ünitelerine ait sesler gibi uygun olmayan duyusal uyaranlara da maruz kalırlar. Tüm bu duyusal karmaşalar bu bebeklerin ileri dönemde duyusal bilgiyi işlemleme becerilerinde yaşıtlarından geri kalmalarına yol açar.
Duyusal bilgiler, motor hareketlerin de temelini oluşturmaktadır. Bebeğin doğumundan itibaren annesi ve babası ile ten tene temasta olması, kucaklarında olması, hareketlerine eşlik etmesi, ilerleyen dönemde çevreyi ağzı ve elleri ile keşfetmeye çalışması bu süreçlerin doğal olarak seyretmesini sağlamaktadır. Bebek duyusal olarak vücudunun farkına vardıkça hareketlerinin sonuçlarının da farkına varır (ellerini ağzına götürmesinin sonucunda gösterilen oyuncağı alması ve ağzına götürmesi gibi), hareketlerinin sonucunda elde ettiği duyusal bilgiler ile de yeni motor beceriler kazanır.
Küçük doğum haftası ile doğmanın, düşük doğum ağırlığı ile doğmanın, kuvözde uzun süre kalmanın ve nörolojik sistemi etkileyen durumların (beyinde görülen intrakranial, periventriküler ve germinal matriks kanamaları, beynin dokusunun oksijensiz kalmasına sebep olan hipoksi gibi) hem duyusal becerileri hem de motor becerileri birlikte etkilediği yapılan bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Özellikle risk grubunda olan bebeklerin olabilecek en erken dönemde hem duyusal hem motor alanlarda, bu alanda eğitimlerini tamamlamış ve deneyimli olan terapistlerce değerlendirilmesi ileride meydana gelebilecek problemlerin önüne geçilmesi açısından önemlidir.