Uzun süreli bir araştırma, annelere ve babalara “süper ebeveynler” olmaları için gerekli becerileri kazandırmanın, otizmli çocuklarını ciddi anlamda geliştirmelerini sağlayabildiğini gösteriyor.
Aldıkları eğitimde ebeveynler, çocuklarıyla oyun oynarken çekilen filmlerini izlerken bir taraftan da bir terapistten çocuklarının iletişim kurmalarına yardımcı olacak belli ipuçları aldılar.
Oğlu Frank’in ilerlemesini gören anne Louisa Harrison’a göre sonuç dikkat çekiciydi. Uzmanlarsa sonuçları iç açıcı buldular.
Çalışmada, çoğu zaman aileleriyle konuşamayan ileri derece otizme sahip olan çocuklara odaklandı.
Önceden oldukça sessiz bir çocuk olan Frank, annesinin aktardığına göre, yapılan terapiden sonra oldukça konuşkan hale geldi.
“İyi” değil “Süper”
Araştırmacıların fikri oldukça basitti: anne ve babanın ebeveynlik yetilerini çocuğun sosyal becerilerini geliştirmek için kullanmak.
Doktor Catherine Aldred, buna sanki ailelerin suçuymuş gibi bakarak başlamadıklarını belirterek, ebeveynlerin çocuklarla olan ilişkisini en üst seviyeye çıkardıklarını çünkü bu çocukların ‘yeteri kadar iyi’den öte, özel bir şeye ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Ancak bu özel ilgi, özel bir çaba da gerektiriyor. Çocuklarıyla yalnız başlarına oynarken kaydedilen ailelerin, çocukları onların yanına yanaştığında çoğu zaman oyun oynayabilecekleri dakikaları boşa harcadıkları görülüyor.
İletişim uzmanları, bunun üzerine ailelerle bu özel anları iyi değerlendirmeleri için onlara gereken yetileri kazandırmak üzere çalışmaya başladı.
Ufak adımlarla, gerekse çocuğu daha fazla konuşturmaya yönlendirerek yapılan ilerlemede, Louisa’nın aktardığına göre ilerlemeler anlık olarak fark edilmeyecek şekildendi.
Frank’e cevap vermesi için baskı oluşturacak şekilde sorgulamalar yerine, ona iletişim kurabileceği kadar zaman yaratmak bu metodun parçalarından biriydi. Louisa’ya göre, uzmanlar aracılığıyla gerçekten kabiliyetli hale geliyordunuz.
152 aileyle başlayan denemeler, 3 yaş civarında tanı konan çocuklarla başladı.
Normalde, yaşla birlikte kötüye giden semptomlar, bu çalışmada azaldı.
Normal terapi metodlarıyla %50’si otizmli olan çocukların 6 yıl sonra %63’e kadar ilerlediği görülürken bu çalışmada tam tersi yaşandı.
Bu çalışmada, başlangıçta çocukların %55’i ileri derece otizmliyken, 6 yıl sonra bu oran %46’ya geriledi.
Manchester Üniversitesi’nden Profesör Jonathan Green’e göre sonuçlar sıra dışıydı.
Green, bunun otizmi iyileştiren bir şey olmadığını belirtirken, uygulanan yöntemin ne kadar cesaretlendirici ve devam ettirilebilir olduğunun altını çizdi.
12 yaşındaki Kofi’nin annesi Adumea, bu tedavinin en iyi yanının yıllar geçtikçe doktorun ofisinde değil evde devam edilebilir olduğunu belirtti.
Yüz insandan birinde, belli ölçüde otizm olabiliyor ancak bu hastalığa hem bir ilaç tedavisi yok hem de çoğu zaman aileler sahte tedavi yollarını tercih edebiliyorlar.
Autistica derneğinin bilimsel direktörü olan Doktor James Cusack, ailelerin çoğu zaman bir teşhis edinebilmek için uğraştıklarını ve bu teşhisi edindiklerinde oldukça hazırlıksız yakalanabildiklerini belirtiyor. Sıklıkla dolandırıcıların yalanlarına inanan ve bundan mağdur olan hasta aileleri olduğunu belirten Cusack, mevcut bu yeni terapi yönteminin binlerce aileye gerçek bilimsel veriler ışığında yardım sunabileceğini belirtiyor.
Pediatri ve Çocuk Sağlığı Koleji’nden Doktor Max Davie ise bunun aileler için bir müjde olduğunu belirtti.
Çeviren: Barış İplikci /ilkevin.com.tr
Kaynak: BBC