Dünyanın önde gelen pediatrik nörobilimcilerinden biri olan Dr. Bruce D. Perry, son zamanlarda Dikkat Eksikliği / Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) ‘gerçek bir hastalık’ olmadığını ifade etti ve çocuklara uyarıcı ilaçlar vermenin tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu.
Observer’a konuşan Dr. Perry, DEHB olarak bilinen bozukluğun, çoğu insanın hayatı boyunca bir noktada sergilediği faktörler çok çeşitli semptomların bir tanımı olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekti.
DEHB bir hastalık değil, bir tanımdır. DEHB’li olarak etiketlenmek çok ilginçtir çünkü herhangi birimiz hayatımızın herhangi bir döneminde bu kriterlerin en az birkaç tanesine uyarız.
Dr. Perry, Amerika Houston’daki Çocuk Travma Akademisi’nin kıdemli üyesi, pediatri topluluğunun çok saygı gören bir üyesi ve Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk gibi çocuk psikolojisi ile ilgili birçok kitabın yazarı.
DEHB teşhislerinin ve çocuklara yazılan uyarıcı ilaçların Amerika ve İngiltere’de ciddi bir hızla artışa geçtiği, pek çok ailenin ve konuyla ilgili aktivistin çocuklarda ilaç kullanımını teşvik etme konusunda ilaç firmalarından şüphelendiği bir dönemde, Dr. Perry’nin açıklamaları oldukça yeni bilgiler içeriyor. Ritalin, Adderall, Vyvanse ve diğer zihni etkileyen uyarıcı ilaçlar, 4 ile 17 yaş arasındaki çocuklara giderek daha fazla reçete edilmeye başladı.
Dr. Perry, bu tür ilaçların kullanımının çocuğun genel fiziksel ve zihinsel gelişimi için tehlikeli olabileceğini söylüyor. Ayrıca bu ilaçların hayvanlara verildiği çalışmalara ve bu çalışmalarda ilaçların sağlığa zararlı olduğunun kanıtlanmasına dikkat çekiyor.
Uyarıcı ilaçları henüz küçükken hayvanlara verdiğinizde, beyin ödül sistemleri değişiyor. Aynı seviyede keyif alma duygusuna ulaşmak için daha fazla uyarana ihtiyaç duyuyorlar.
Yani çok somut bir şekilde açıklamak gerekirse, aynı tokluk hissine ulaşmak için daha fazla yemek yemeye ihtiyaç duyuyorlar. Herhangibir şey yaparken yaşadıkları küçük bir heyecanı duymak için daha fazla yüksek risk içeren şeyler yapma ihtiyacı duyuyorlar. Bu hiç de iyi bir şey değil.
Bir ilaç almak, vücüdumuzdaki sistemleri her zaman tam olarak anlamadığımız şekillerde etkiliyor. Bu konu hakkında oldukça temkinli biriyim, özellikle de araştırmalar diğer müdahalelerin de eşit derecede etkili olduğunu ve zamanla daha etkili olduğunu ve bu yan etkilerin hiçbirine sahip olmadığını gösterdiğinde. İlaç tedavisi benim için kolaya kaçan ve üzerine hiç akıl yorulmamış bir karardır.
DEHB probleminin oldukça karmaşık olduğunu ve bu terimin birçok davranışsal semptomu tanımlamak için kullanılan bir genel terim olduğunu göz önüne alırsak, ilaçla müdahaleyi düşünmeden önce bu semptomların temel sebeplerinin neler olduğunu düşünmek çok önemli.
İlaç tedavisi dışındaki diğer çözümler hakkında da bilgi veren Dr. Perry, ailelere ve çocuğun çevresine odaklanan bir yaklaşımı öneriyor. Ayrıca yoga ve geliştirilmiş diyet gibi doğal çözümleri de önerilerine ekliyor.
Oldukça etkili olan çok sayıda farmakolojik olmayan tedavi var. Bunların büyük bir çoğunluğu çocukların etrafında olan yetişkinlere yardım etmeyi içeriyor.
Aslında olanların bir parçası da şu: Eğer kaygılı ve bunalmış bir aileniz varsa, bu durum bulaşıcıdır. Bir çocuk bocaladığında etrafındaki yetişkinler de duygusal olarak kolayca altüst olabiliyorlar. Hayal kırıklığına uğramış öğretmen ya da ebeveynle, duygusal olarak kontrolünü kaybetmiş durumdaki çocuk arasındaki negatif geribildirim süreci, işleri iyice kontrolden çıkarabilir.
Yetişkinlere kendilerini nasıl regüle edebileceklerini, çocuklarla ilgili nasıl daha gerçekçi beklentileri olabileceğini, onlara nasıl başarılabilir fırsatlar yaratarak başarılı olmalarını sağlayabileceklerini öğretebilirsiniz. Ayrıca bocalayan çocuklara yardım sürecinde onlara rehberlik edebilirsiniz.
Pek çok farklı tedavi yaklaşımı var. Bazıları yogayı bazıları davul çalma gibi motor aktiviteleri kullanıyor. Hepsinin bir takım etkileri var. Bunların bir kısmını bir araya getirip bir tedavi paketi de yaratabilirsiniz: Yetişkinlerin daha düzgün davranmasını sağlayın, çocuklara başarılabilir hedefler verin, kendilerini regüle etmeleri için onlara fırsat verin… İşte o zaman, DEHB hastalığı olarak etiketlenen probleme sahip olan çocuklarda görülen problemlerin çok büyük bir yüzdesini azaltmayı başarabilirsiniz.
Pek çok insan DEHB’nin bir hastalık olarak görülmemesi gerektiği iddiasına karşı çıkacaktır. Ancak bu fikirde olmasanız da ortada önemli bir gerçek var: Giderek daha da yaygınlaşan bu “bozukluklarla” ilişkilendirilen sayısız semptomun, ilaçlara karşı bir bağımlılık geliştirmeden de çaresi bulunabilir. Bu ilaçlar, tam olarak anlaşılmayan ve hatta araştırılmayan şekillerde zihni ve bedeni “bozabilir”.
Çeviren, Derleyen: Barış İplikci /ilkevin.com.tr
Kaynak: The Mind Unleashed