Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde bir dizi değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan değişikliklere göre, özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim personeli işten ayrılması halinde bir yıl beklemeksizin bir başka okulda işe başlayabilecek. Yeni yönetmelikte “tek taraflı sözleşme ile işten ayrılan eğitim personeline bir yıl herhangi bir özel öğretim kurumunda görev verilmez ” maddesi
Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitime erişimi 81 ilde yaygınlaştırmaya devam ediyor. Bu kapsamda okul öncesi 5 yaş grubunda okullaşma oranını, yüzde 78’den yüzde 90’a çıkardı. Bakanlık, özel eğitim öğrencileri için de anaokullarını yaygınlaştırmaya başladı. Bu kapsamda, Türkiye genelinde 2019 yılında, 28 ilde 52 özel eğitim anaokulu bulunuyordu. Yeni bir çalışma ile özel eğitim anaokullarını
Ece 3 yaşında kardeşi ise 1,5 yaşındaydı. Ece tuvalet eğitimini sağlıklı bir formda tamamladığından annesi Ece’nin altını artık bezlemiyordu. Son derece sakin ve uyumlu bir çocuktu. Fakat son devirlerde annesinin gerginliği ve babasının yorgunluğu Ece’ye daha az sevildiğini hatırlatıyordu. Birde kardeşinin doğumundan beri daima kardeşiyle ilgilenmeleri, Ece’nin içinde bir şeyleri harekete geçiriyor ve onu öfkelendiriyordu.
Deniz 10 yaşındaydı. Bilgisayarda vakit geçirmeyi seviyor ve çeşitli oyunlar oynuyordu. Bu oyunların içeriğinde şiddet, endişe üzere temalar yer alsa da Deniz buna aldırış etmiyor hatta bu durumdan keyif alıp oynamaya devam ediyordu. Lakin akşam olduğunda bu yaptığı şey onun için bir kabusa dönüşüyor ve çok fazla korkmaya başlıyordu. Uyku saati geldiğinde tek başına o
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri son zamlarla karıştı. Öğretmenler, maaş düşüklüğünden, veliler ders saati azlığından ve kurum sahipleri ise yüzde 150 artan maliyetler nedeniyle her an batma riskine girmekten yakınıyor. Özel gereksinimli 420 bin öğrencinin eğitimi için devlet 3 bin 100 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine son zamla birlikte seans başına 145 liradan aylık 1160
Otizmli bir gencin, İstanbul’da kaldığı bakımevinde şiddet gördüğünün ortaya çıkması, bu sendromla yaşayan çocuk ve gençlerin eğitim ve yaşam koşullarını bir kez daha gündeme getirdi. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon otizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Otizmli çocukların yaşıtlarından farkı kalmaması için haftada en az 30 saatlik yoğun eğitim almaları gerekiyor. Okul çağında yer alan 574 bin
Kardeşi de kendisi gibi SMA hastası olan Ayça Şahin, annesinin olağanüstü gayretiyle hayata tutundu, ayağa kalktı. Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden mezun olan Ayça, şimdi doktora yapıyor… Çiğdem Yılmaz – Yedi yaşından beri SMA Tip3 hastası olan annesinin büyük gayretiyle hayata tutunup Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden mezun olan Ayça Şahin
Emre 8 yaşındaydı. Okula gitmekten pek keyif almıyor ve her sabah yataktan kalkarken annesini çok yoruyordu. -Anne lütfen biraz daha uyuyayım, diye diye servis saatini kimi vakit kaçırıyor kimi vakit da servise zorla yetişiyordu. Birde okul dönüşü meskene getirilen ödevler Emre’den daha çok annesinin kabusu oluyordu. Öğretmenin verdiği ödevleri çok bulan Emre annesinin baskısıyla birazını
Ali 6 yaşındaydı. Oyuncaklarını çok seviyor ve kimseyle paylaşmak istemiyordu. Ailesi oğullarının bu durumundan epey şikayetçi idi. Ali’nin şimdiden oyuncaklarını kimse ile paylaşmamasının, ileride onu çok bencil ve paylaşmayı bilmeyen bir yetişkine dönüştüreceğini düşünüyorlardı. Bir gün tekrar birebir durum kardeşiyle de yaşanınca annesi dayanamayıp Ali’yi cezalandırdı. Tahminen bu halde paylaşmanın kıymetini kavrar ve bu davranışından
İnsan sosyal bir varlıktır. Asırlardır bu varlığını topluluklar halinde yaşayarak sürdürmüştür. Bunun için de iletişime ihtiyaç duymuştur. Geçmişten günümüze insanlar iletişim kurmak için farklı araç ve teknikler kullanmışlardır. Dumanla haberleşmeden başlayıp günümüz teknolojisine gelinceye kadar birçok iletişim yolu bulunmuştur. İletişim nedir peki? Sadece karşımızdaki kişiye bir şeyler aktarmaktır mıdır iletişim dediğimiz şey? Bu kadar kolay