Otizm, insanların toplumla iletişim kurmasını ve sosyalleşmelerini zorlaştıran oldukça karmaşık ve anlaşılmayan bir spektrum bozukluğudur, ancak bazen bu bozukluğa sahip olan kişilerin bazı yönleri zayıflarken bazı yönlerini ve yeteneklerini ise güçlü hale getirebilirler. New York’ta 11 yaşında otizmli bir oğlu olan profesör, oğlunu yakın zamanda sınıfına davet etti ve onun tüm gezegenin tam haritasını tahtaya
Titanik yolcu gemisinin Lego’dan yapılmış en büyük modeli, İzlandalı 10 yaşındaki otizmli bir çocuk tarafından toplam 700 saatte – 11 ay – tamamlandı. Bugün 15 yaşında olan Brynjar Karl Bigisson’ın 56,000 Lego parçasından yaptığı bu çalışma Amerika’daki Titanik Müzesi’nde sergilenecek. Brynjar, 8 metre uzunluğunda ve yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki Titanik modelini şöyle anlatıyor: “Bazen kitapçıktaki
Yine, dopdolu ve başarılarla geçmiş bir yılın sonuna geldik. Hayat devam ediyor. Bizler her zaman ve her durumda öğrenmek, bilgilerimize ve davranışlarımıza yeni doğrular ekleyerek bunları pekiştirmek zorundayız. Başarı asla şansa bırakılmaz. Başarılı olmanın ilk şartı ise; insanın kendisini tanıması ile mümkündür. Kişiliği ve yetenekleri tanınmayan insanların eğitimleri oldukça zordur. Kendini tanıyan insan eksik yönlerini
Baba Nazmi Aşkın, henüz 40 günlükten havale geçiren ve west sendromu teşhisi konulan 24 yaşındaki oğlu Caner’i kamplarda ve yarışlarda bir dakika dahi yalnız bırakmıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyespor adına yarışan ve kulübünün Cebeci’deki tesislerinde kalan Caner, babasının refakatinde başarı kovalıyor. Baba Nazmi Aşkın, Caner’in tüm ihtiyaçlarını büyük bir özveriyle yerine getiriyor. Caner’in yemesine yardımcı olan
Amatör olarak bağlama çalan babasının 5 yaşında eline verdiği sazla büyüyen ve iyi bir ritim kulağına sahip olduğu için duyduğu notaları zamanla çalmaya başlayan down sendromlu Çağatay Aras, performansıyla dinleyenleri kendisine hayran bırakıyor. Doğduktan 2 gün sonra down sendromu tanısı konulan 30 yaşındaki Aras, amatör olarak bağlama çalan babasının sazını küçük yaşlarından itibaren çalmaya başladı.
Birçok ebeveyn, hayali arkadaşların yalnızlığın ya da sosyal beceri eksikliğinin bir belirtisi olduğunu düşünüyor. Fakat yapılan araştırmalar bunun tam tersi olduğunu dile getiriyor. Mayıs ayında Science Friday dergisinde yayınlanan bir makalede şöyle yazıyor: Tarih boyunca, pek çok araştırmacı ve ebeveyn, hayali arkadaşları zararlı ve uğursuz olarak nitelendirmiş; onların sosyal bir eksikliğin, şeytani bir varlık tarafından
CDSS, Down sendromlular adına bir ilki gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) nesli tehlikedeki türleri sıraladığı kırmızı listesinde insanlar yer almıyor. Kanada’da Down sendromlular için faaliyet gösteren Canadian Down Syndrome Society (CDSS) ise bu durumu değiştirmek istiyor. Bazı ülkelerde Down sendromuyla doğan bebek sayısının azaldığı hatta bazılarında sıfıra yaklaştığı gerçeğinden yola çıkan
“Ekolali” sözcüğü Yunanca “yankı” ya da “tekrarlamak” ve “konuşmak” anlamına gelen kelimelerden türemiştir. Bu dil gelişim bozukluğuna maruz kalanların büyük çoğunluğu otizmli çocuklar olmakla beraber; her otizmli çocuğun ekolali yapma ihtimali varken, her ekolali yapan çocuk otizmlidir gibi açıklamalar kabul edilmemektedir. Bunun yanında Tourette ve Rubinstein sendromlarında da rastlamak mümkündür. Ekolalide bazı kelimeler tekrar edilebildiği