Otizm, sosyal, sözel ve sözel olmayan iletişim ve dil gelişimini içeren yaygın gelişimsel bozukluk olarak kabul edilmektedir. Dünyada ilk olarak 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından “Erken Çocukluk Otizmi” olarak adlandırılmıştır. Otizm, daha sonraki yıllarda çeşitli kurullar ve kişiler tarafından da incelenerek Kanner’in tanımı geliştirilmiştir. Günümüze kadar yapılan tanımları ve görüşleri Rutter ve
Konuşma, düşüncelerimizi ifade etme aracı olarak kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dilin, akciğerlerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun yolunda şekillenmesi sonucunda oluşan seslere dönüştürülerek karşımızdaki insanların kulakları tarafından alabilecekleri bir biçime dönüştürülmesi işlemidir, eylemidir.
Özellikle ilkokul yıllarında fark edilen bir güçlüktür. Okunaksız el yazısı belirtilerin başında gelmekle beraber yazma güçlüğü çeken çocuklar aşağıdaki davranışsal belirtileri göstermektedirler; Çocuğunuzda bu belirtileri görüyorsanız göz ardı etmeden mutlaka bir uzmana başvurunuz. Çocuğunuz akademik olarak başarılı olabilir, ancak yazma ile ilgili bir güçlük yaşıyor olabilir. Bu güçlük bir uzman tarafından değerlendirildikten sonra çocuğun güçlüğü
Zeka düzeyinde belirgin bir problem olmadığı halde matematiksel işlemleri gerçekleştirmede güçlük yaşanmasıdır. Çeşitli ülkelerde okul çağı çocukları üzerinde yapılan taramalarda matematik öğrenme güçlükleri yaşayan öğrenci oranının %3-%14 arasında olduğu rapor edilmektedir. Matematik öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerde gözlemlenen yaygın davranışsal belirtiler şunlardır; Kaynak: Disem Disleksi Eğitim Merkezi Websitesi, 2022 *
Disleksi, zeka düzeyine bağlı olmadan normal veya normal üstü zekaya sahip bireylerde rastlanabilen, kendisini okuma güçlüğü olarak gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Kimi zaman disleksili bireylerin akademik başarısızlıklarında zeka düzeylerine vurgu yapılsa da yukarıda da belirttiğimiz gibi çocuğun zeka düzeyinin düşük olduğunu göstermez. DSM V’te Disleksi Tanı Kriterleri Bu kriterler ışığında, disleksili bireylerin şu gibi temel
Öğrenme güçlüğü; zihinsel bir problem olmadığı halde okuma, yazma, dinleme, konuşma, matematik, akıl yürütme gibi alanlarda zorluk yaşamak olarak açıklanabilir. Öğrenme güçlüğünün nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörler, çevre, beyin yapısındaki farklılıklar olası nedenler arasında gösterilebilir. Öğrenme güçlüğü sadece çocuklarda değil aynı zamanda yetişkinlerde de görülebilmektedir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanmış, mental bozuklukların tanılanması
Tüm çocukların oyun yoluyla doğal bir şekilde öğrendiği bilinmektedir. Oyun, nesne ya da insanların katılımı ile doğal yollarla meydana gelmektedir. Nesnelere bakmaya, onları manipüle etmeye ve onlarla oynamaya meraklı olan çocuklar için oyun becerileri özellikle önemlidir. Oyun, erken çocukluk programlarında kullanılmaktadır ve çocukların düşünmelerini, motivasyonlarını ve sosyal – duygusal gelişimini harekete geçirdiğinden dolayı oldukça önemlidir.
Sadece elleriyle tutunabileceği yumuşak olmayan zenin etrafında sıralamayı arttırmaya teşvik etme tutunarak yan yürüme oyuncağa uzanma gibi aktivitelerle ayakta durma süresini arttırabilirsiniz. Oturma kalkması için ortam hazırlanabilir biraz yüksek bi yere ilgisini çeken oyuncak koyup uzanmasını sağlayarak çocuğun deneyimlemesi için ufak dokunuşlarla destekleyebilirsiniz. Farklı yüksekliklerde nesnelerden destek alıp ayakta durması desteklenebilir. Hareketli zeminlerden destek alarak
İmgeleme, işitme, görme, dokunma, koku, tat, kinestetik herhangi bir deneyimin zihinde yaratılmasını ifade eder. Çoğu insan tarafından kullanılan bilişsel bir süreçtir. Spesifik olarak, motor imgeleme (MI), herhangi bir vücut hareketi olmaksızın hareketin zihinsel temsilidir. Duyusal ve algısal süreçler kullanılarak kendi kendine oluşturulan ve çalışma belleğinde belirli motor eylemlerin yeniden etkinleştirilmesini sağlayan karmaşık bir bilişsel işlemdir.